Kuzey ve Güney Londra’da yaşayan vatandaşlara sorduk ‘’Sizleri Bu memlekete getiren sebep nedir’’ hepsi anlattı hikâyelerini bizler dinledik…
Ropörtaj: YUNUS DALGIÇ
İngiltere’de yaşayan insanların, buralara gelmek zorunda kalan bütün bedenlerin bir hikayesi var aslında. Kimisi para kazanmak, kimisi daha güzel bir hayat yaşamak kimisi ise zorunluluktan bu topraklara yolu düştü. Kuzey ve Güney Londra’da yaşayan vatandaşlara sorduk ‘’Sizleri Bu memlekete getiren sebep nedir’’ hepsi anlattı hikâyelerini bizler dinledik…
Alparslan Targan
Londra’ya 20 sene önce bir tırın içinde geldim. Buraya geliş amacımız hayatımızı daha iyi bir şekilde yaşamak, para kazanmaktı çünkü paranız varsa çöle saray yaptırabilirsiniz. Şu an ki döneme baktığınız zaman insanlar para kazanmak için birçok farklı işler yapıyor. Ben normalde elektrik teknisyeni olarak liseden mezun oldum. Buraya ilk geldiğimde kebap dükkanında çalışmaya başladım. Çünkü buraya geliş amacımız para kazanmak olunca en kolay yol olarak bunu düşündüm. İlk geldiğim zamanlarda dayımın yanında kaldım. Yaşadığımız bu hayatı elde etmek için çok zor süreçlerden geçerek, çok önemli emekler verdik. Allah’a şükür şu an mutluyuz.
Ayşe Hassan
Ben aslen Irak Kerküklüyüm. Kerkük’ten Almanya’ya gittim. 12 yıl kaldığım Almanya’da kuaförlük yaptım. Birbirinden farklı işlerde çalıştım. En büyük isteğim öğretmenlik yapmaktı. Fakat dönemim şartları buna izin vermedi. 16 yıl önce de İngiltere’ye gelerek burada bir hayat kurmak için çaba gösterdik. Elimizden geldiği kadar hayatımıza devam etmek için genel olarak kendimizi çalışmaya adadık. Burada yaşadığımız en büyük sıkıntı ise ev konusunda oldu. Kaldığımız yere kira ödeyemediğimiz günler, çevremizdeki insanlarla sıkıntı yaşadığımız zamanlar oldu. Fakat şu ana bakarsak o günleri atlattık. Çalıştığım iş yerini seviyorum, insanlarla iletişimde olmayı seviyorum. Çocuklarım eğitim anlamında çok daha iyi şartlar altında yaşıyorlar. Bunları gördükçe çok daha mutlu ve huzurlu hissediyorum.
Ramazan Daş
İngiltere’ye 1996 yılında geldim. İlk başlarda bulaşık yıkadım. Kafelerde çalışarak temizlik yaptım. Bu ülkeye çok ciddi zorluklar yaşayarak, bütün zorlukları göze alarak ulaştık. Yeri geldi bilmediğimiz bir ülkeye gittik oradan gelmeye çalıştık, yeri geldi istemediğimiz işlerde çalışmak zorunda kaldık. Zor şartlarda bir düzen kurmaya çalıştık. Elimizden hangi iş gelirse onu yapmaya çalıştık. En büyük zorluk ise buraya çocuklarımızla birlikte gelmemizdi. Şu an ki halimize şükrediyoruz. Gün geçtikçe eski günlerimizi düşünerek çok önemli sınavlardan geçmişiz diye düşünüyorum. Hayatta kalma mücadelesi insanlara birçok istemediği şeyler yaptırabiliyor. Bunlar güzel günler görebilmemiz için bize bir basamak oldu.
Ejder Mazi
İngiltere’ye 1989 yılında geldim. İlk geldiğim ay Stoke Newington’da bir kilisede kaldım. Çünkü kalacak yer bulamadık. O dönem birçok kuruluş bize yardımcı oldu. Günlük ihtiyaçlarımızı karşılamamızda bize destek oldular. İnşaatta işe girerek orada hamallık yaptık arkadaşlarla birlikte. Bizleri kamyona bindiriyorlardı uzak bir yere götürüyorlardı. Gündelik çalışma saati diğer yaşayan vatandaşlara göre çok daha düşük yevmiyelerle çalışmak zorundaydık çünkü yaşadığımız şartları geliştirmek için ayrım yapmadan çalışmak zorundaydık. Uzun yıllar çalıştıktan sonra arkadaşlarla birlikte biriktirdiğimiz parayla bir kafe kiraladık fakat aldığımız kafenin sahibinin bankaya borcu olduğu için kiraladığımız kafeye el koydular. Bizlerde mecburen inşaatta çalışmaya devam ettik. Uzun yıllar çalıştıktan sonra tekrar bir kebap yeri kiralamak için girişimlere başladık. O zamandan bu zamana çok ciddi sınavlardan geçerek geldik.
Beytullah Bedir
Bizler hayatımıza köyden başladık. Ailem köyde yaşıyordu. Bizler ise okuyabildiğimiz kadar okumaya çalıştık. En ağır şartlarda okuyarak mezun olmaya çalıştık. Silgiden deftere birçok şeyden mahrum kalarak, yokluk içinde okuduk. Liseyi bitirdikten sonra buraya geldim. Burada abilerimiz vardı. Onlar 20-25 yıl önce buralara gelen kişilerdi. Günlük çalışarak kazancımızı sağlamaya başladık. Fakat bir türlü para biriktiremedik. Buraya öğrenci vizesiyle geldim. Birçok farklı işlerde çalışarak en son kebapta iş buldum. Türkiye’den az çok tecrübem vardı. Dil anlamında da sabah okula gider akşam ise çalışırdım. 5 arkadaş aynı odada kalarak yaşamak zorundaydık. Çalışıp Türkiye ye para gönderiyorduk. Zamanla kendi iş yerlerimizi açarak, yap işlet devret sistemi ile birçok işler yaptık. Şu an senede 2-3 defa Türkiye’ye gidiyorum.
Burhan Paşa
1997 yılında İngiltere’ye geldim. Bizim geldiğimiz yıllarda devlet bizi yurt dışına çıkartıyordu. Çalışma iznimiz vardı. Çünkü İngiltere’ye girerken kapıda çalışma iznini veriyorlardı. Buraya geldiğimiz zamandan beri çalışıyoruz. Geldiğim dönemde kebap sektöründe çok fazla restoran yoktu. Türkiye’den buraya gelirken amacımız güzel bir şekilde para kazanmak ve hayatımızı devam ettirmekti. Uzun yıllar bu amaç içerisinde yaşadık. Çocuklarımız burada doğdu büyüdü. Okula başladılar ve bizler artık Türkiye’ye dönmek istesek bile çok zor çünkü burada kurmuş olduğumuz bir düzen var ve biz o düzeni bozmak istemiyoruz. İlk zamanlarda herkes mutlaka zorluklar çekmiştir. Fakat sonraki yıllarda buraya gelenlerin eskiye göre daha az sıkıntı yaşadığını söyleyebilirim.
Ali Güllü
Aslen dogma büyüme Bingöllüyüm. 2001 yılında ben İngiltere’ye yerleştim. İstanbul’da yapı ressamlığı bölümünde öğrencilik yapıyordum. Uçak, araba, tren gibi bütün toplu taşıma araçlarını kullanıp, birçok ülkeden geçerek İngiltere’ye geldim. İngilizce konuşamıyorduk ve bu yollardan geçtik. Çünkü ülkeden çıktığımız andan itibaren geri dönüş yapmayı hiç düşünmedim. Buraya geldiğim ilk 3 yıl çok fazla iş yaptığımı ve çalıştığımı söyleyemem. Çünkü burada akrabalarım vardı ve ben biraz daha rahat bir şekilde hayatımızı devam ettirdik. Ben eskiler gibi çok fazla zorluk çektiğimi söyleyemem.
Ömer Tekağaç
Uzun yıllar önce Maraş’ın Çatırhöyük köyünden İngiltere’ye geldik. İlk geldiğimiz yıllarda gerek çalışma anlamında gerek ise kalacak yer konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. En büyük sıkıntılarımızdan birisi ise Yabancı bir memlekete gelmiş olup buranın dilini tam anlamıyla konuşamıyor olmamızdı. Çalışma şartlarına baktığınız zaman o dönemlerde normal bir çalışanla bizlere sağlanan şartlar aynı değildi. Zaman geçtikçe kendimizi geliştirdik ve bugün bulunduğum işi en güzel şekilde yapmaya başladım. Kasaplık işini uzun yıllardır yapıyorum, ilk geldiğim günlerden beri bu işi öğrendim.
Cok guzel ders alinacak yorumlar var tebrikler