KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak, İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin KKTC’nin önemli bir parçası olduğunu söyledi.
Birleşik Krallık’a ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren KKTC Dışişleri Bakanı Emine Çolak, KKTC Londra Temsilciliğinde yaptığı açıklamada İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin KKTC’nin önemli bir parçası olduğunu söyledi.
KKTC Dışişleri Bakanı Çolak, başkent Londra’da resmi temaslarda bulunarak adada devam eden müzakere sürecinin seyri hakkında son gelişmeleri aktardı. Bakan Çolak, İngiltere’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve dernek yöneticileri ile 17 Kasım Salı akşamı Londra Temsilciliğinde basına kapalı bir toplantı düzenledi. Toplantının bitmesinin ardından basın mensuplarını kabul eden Çolak, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin KKTC’nin çok önemli bir parçası olduğunu vurgulayarak, kendisinin de bir eski gurbetçi Kıbrıslı olduğunu ve vatandan ayrı yaşamanın avantajları olduğu gibi dezavantajları olduğunun da farkındalığı ile görevini yürüttüğünü ifade etti.
“KIBRISLI TÜRK HALKI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”
Özellikle yurtdışında yaşayan Kıbrıslılardan adada devam eden müzakere sürecinde KKTC’nin yeni yönetimine güvenmelerini isteyen Bakan Çolak, Kıbrıs Türk halkına en iyisini yapmak için ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiklerini belirtti. Londra’da bulunduğu süre boyunca İngiliz siyasetçilerle de görüştüğünü açıklayan Çolak, adada garantör olan ülkelerin de adada kalıcı barışın sağlanması için gereken her konuda kendilerini desteklemelerini beklediğini ifade etti.
“ÇÖZÜMÜ BİRLİKTE YAŞAYACAK İKİ HALK ONAYLAMALI”
Londra Gazete’nin müzakere sürecinde Rum Kesiminde bulunan doğalgazın etkisine ilişkin sorusunu yanıtlayan Çolak, “Adanın kaynakları gelecekte adadaki bütün insanlara bir refah, bir artı değer bir servet getirebilecek bir potansiyeldir. Ama çözüm olmadıkça o potansiyel bir çatışmaya bir gerginliğe sebep olabiliyor. Bunu da gördük geçmiş aylarda. Nitekim masadan ayrılmaya kadar gitmiş bir süreç oldu.” şeklinde yanıtladı. Bakan Çolak, müzakere öncesi referandum yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine “Bu çözümü, birlikte yaşayacak iki halka onların onayına sunmak zorundayız. Bu Annan Planı’nda da böyle olmuştu.” dedi.