Bir tiyatro yönetmeninin çabasının öyküsü, bir sanat eserini sahneye koyarken yaşadığı zorluklar, yaratıcılık süreci ve toplulukla olan etkileşimlerinin meşekkatli yolculuğunun hikayesidir. Yönetmenin görevi sadece metni sahneye aktarmak değil, aynı zamanda oyunun tüm unsurlarını bir araya getirip uyumlu bir bütün oluşturmak, sanatçıları yönetmek ve teknik ekiple iş birliği yapmaktır. İşte böyle bir çabanın kısa öyküsünün özetiydi yaptığım fotoğraf çekimleri.
Öteki oyuncular tiyatro grubu kurucusu ve yönetmen Celal Perk, tüm olanaksızlıklara ve Pratik zorluklara karşın onlarca oyun yönetmiş bir tiyatro sevdalısıydı. Ancak bu seferki oyun, Hem teknik açıdan zorlayıcı hem de duygusal, sosyal, politik derinliği olan bir oyundur, izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunmayı vaat etmektdir.
2023 yılında kurulan ve non-profit theatre company olma sürecindeki “Öteki Oyuncular” (London’s Other Players) 2024 Kasım ayı ortasında sergileyeceği “Huysuz Kadınlar Örgüsü” adlı kara komedi oyunun Dalstondaki Fabrika adlı sanat merkezinin alt katında provalarını sürdürüyor . Oyun temel olarak hayatın özünü oluşturan kadınların dayanışması üzerinedir.
Sahne, Londra’daki “Kadınları Koruma Derneği”nin “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlamasının yapıldığı salonun tuvaletidir. Burda, her anlamda farklı karakter ve anlayışta 5 kadın karşılaşır ve olaylar başlar. Önce temizlikçi kadını tanırız, sonra sırasıyla, cahil ama akıllı bir köylü ana, erkeksi bir avukat, bilgili bir psikolog ve şuh-güzel kadın. Süreç içinde anlarız ki tuvalet temizliyici kadın, diğerlerinin kafalarında yarattıkları, gerçekte varolmayan bir “hayaldir”.
Aslında özde, Adem’in ilk eşi isyankar Lilith efsanesine dayanan, tüm kadınların bilgeliğinin, yaratıcı ve direnişçi gücünün simgesidir. Bir yanı da kadınların doğum sonrası yaşadığı postpartum travması-kabuslarındaki dünyada hemen hemen her coğrafyanın kültüründe farklı adlarla var edilen Alkarısı’nın (Mare Rider) “yıkıcılığını” da taşımaktadır.
Kadınların hiç birinin kendilerinden memnun olmadığını ve şikayet ettiklerini gören Alkarısı’nın “büyüsüyle” kimlik değiştirirler. Fakat özendikleri kadınlara “dönüştüklerinde” herkesin gösterdikleriyle çelişen bir hayatı ve farklı sorunları olduğunu anlarlar. Oyun aralarında paylaşım ve dayanışmayla iletişim kurmanın tek çıkış yolu olduğu bilinciyle biter oyun… Türkçe dilinde ama İngilizce üstyazıyla sergilenecek oyunun yaş sınırı +12.
‘Perk’ klasik bir tiyatro eseri yerine toplumun güncel meselelerine ayna tutan bir metin seçmiş. Bu, provalarını izleyebildiğim kadarıyla oyunculardan izleyiciye herkesin içinde kaybolacağı bir hikayeydi. Ancak metni sahneye koymak, sadece onu okumaktan çok daha fazlasını gerektiriyordu. Oyuncuların karakterleri nasıl canlandıracağı, sahne dekorlarının atmosferi nasıl yansıtacağı, müzik ve ışıkların duyguları nasıl yönlendireceği gibi detaylar ‘Perkin’ ustaca el attığı detaylardı.
Oyun sona erdiğinde salonun alkışlarla inleyeceğini şimdiden tahmin edebiliyorum. Öyle görünüyorki yönetmen Celal Perk, perde arkasında, tüm bu çabanın meyvesini toplamanın huzurunu doyasıya yaşamaya hazırlanıyor. O yönetmen olmanın, sadece sahne arkasında kalmak değil, her bir detayda oyunun ruhunu işlemek demek olduğunun farkını farketmiş bir yönetmen . Özet olarak bu oyunda yalnızca bir hikaye anlatmamıştı Perk; aynı zamanda kendi çabasının, hayal gücünün ve liderliğinin ürünü bir eseri yaratmıştı.
Yazı ve Fotoğraflar:Vehbi Koca
Işığı,alkışı ve seyircisi çok olsun.Amatör oyuncularla çıktıkları bu yolda emeği geçen herkese başarılar diliyorum.