1997 yılından beri Londra’da faaliyet gösteren İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği, Southwark’deki EV Restoran’da 30 Ağustos Zaferi’ni kutlamak için bir kahvaltı düzenledi. Tatil dönemine rastlamasına rağmen 100’e yakın davetlinin katıldığı etkinlikte, çeşitli mesleklerden katılımcıların yanı sıra, Neva Buselik ve Hoş Seda Korosu’ndan solistler de etkinliğe renk kattı. Ev Restoran’ın hazırladığı leziz kahvaltı sonrasında, İngiltere ADD Başkanı Jale Özer, “Yeni yönetim olarak ilk etkinliğimizi Zafer Haftası’nda yapmak istedik,” dedikten sonra konuşmasına şöyle devam etti:
30 Ağustos, Yoktan Var Olmanın Adıdır
30 Ağustos Zaferi’nin anlamını çok iyi kavramak gerekir. Bu zaferle Kurtuluş Savaşı’na son nokta konulmuş ve dönemin emperyalist güçleri; Mustafa Kemal’in askeri dehası, zafere, halkına ve davasına olan sonsuz inancı, kararlılığı ve azmi, Türk milleti ve Mehmetçik’in ona olan inancı, özverisi ve cesareti sayesinde büyük bir bozguna uğratılmıştır. Dünya tarihinde eşi görülmemiş bir zafer kazanılmıştır. Bir yandan Türkleri Anadolu’dan atmaya yemin etmiş emperyalist güçler, diğer yandan onların finanse ettiği iç güçler ve kukla Osmanlı Hükümeti ile savaşmak gerekiyordu. Bunun yanında mütareke basınını ve Meclis’teki muhalif mandacı grupları da unutmamak gerekir. Başkomutan Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, tüm Anadolu halkı ile birlikte işte bu olumsuz şartlara rağmen dünya tarihinin en büyük zaferini kazanmayı başarmışlardır.
102 yıl önce bozguna uğrayan emperyalist ülkelerin Türkleri Anadolu’dan atma emelleri maalesef bugün de hala en hızlı şekilde devam ediyor. Bugün Ali Kemal’lerin, Sait Molla’ların yerini şeriatı geri getirmeye çalışan cemaatler, İkinci Cumhuriyetçiler ve İstanbul Hükümeti’nin yerini işbirlikçiler doldurmuştur. Cumhuriyet kazanımlarının içi boşaltılırken; dağlar, dereler, tepeler, ormanlar, fabrikalar, bankalar ya yabancılara satılmakta ya da satılmaları için zemin hazırlanmaktadır. Anayurdumuz planlı bir şekilde yabancı istilasıyla adeta işgal altındadır. Ne yazık ki ülkemiz ekonomik ve siyasal olarak bağımsızlığını kaybediyor. Laik eğitim sisteminin içi boşaltıldığından, şiddet ve vahşet günlük yaşantının bir parçası haline getirilip toplumun insani ve ahlaki değerleri yok olmakta, toplum çürümeye doğru hızla koşmaktadır.
23 Nisan’lar, 19 Mayıs’lar, 30 Ağustos’lar ve 29 Ekim’ler aydınlığa doğru giden ışıklı yolun meşaleleri, ulusumuzun onur ve gururla kutladığı bayramlardır. 30 Ağustos’un önemi bugün tüm çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır. Toplumda oluşan her alandaki çürümeyi durdurmak, Cumhuriyet’in kazanımlarını anlamaktan geçer. 30 Ağustos 1922 tarihi, çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında bir dönüm noktasıdır. Emperyalist güçler ve onların Türkiye’deki işbirlikçileri ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bir zamanlar tüm ülkelerin hayranlıkla kabul ettiği, saygın, sözüne güvenilir, komşularıyla iyi ilişkiler içinde olan; ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan bağımsız, kadını toplumda eşit birey yaparak birçok Avrupa ülkesindeki kadınlardan daha üstün hakları veren; çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti olarak kurulan bu Cumhuriyet tekrar dirilecektir.
Bu bilinçle, bu 30 Ağustos’ta; Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız ve aydınlık geleceği için, başta Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni bizzat yürüten Cumhuriyet’imizin kurucusu, Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatanları için canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyor, Türkiye Halkı’nın ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli mensuplarının 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yılını idrak ediyor ve onurla kutluyoruz.
Konuşmamı, Falih Rıfkı Atay’ın dediği gibi; “Neyimiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, bir vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak ve nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.” diyerek bitirmek istiyorum.
Umutsuz Durum Yoktur
Daha sonra, İADD Başkan Yardımcısı Dr. Ali Tekin Atalar bir konuşma yaparak, “Bu Cumhuriyet’i kolay kazanmadık. Bugünlerde ülkemizde ne kadar olumsuz durum olursa olsun, Büyük Atamızın dediği gibi ‘umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır.’ Hep birlikte umudumuzu kaybetmeyeceğiz ve Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkacağız,” dedi.
İsimsiz Kahramanlarımıza Selam Olsun
İADD Halkla İlişkiler ve Etkinlikler Sorumlusu Füsun Kent de konuşmasında, “Nazım Hikmet’in söylediği gibi Zafer Bayramı sadece Türk milletinin değil, tüm insanlığın bayramıdır. Bağımsızlık mücadelemizle sömürgecileri ve emperyalistleri yenerek bütün dünyaya bunun mümkün olduğunu gösterdik,” diyerek, Kurtuluş Savaşı’nın tüm isimsiz kahramanlarını selamladı.
Programın devamında, Neva Buselik Korosu’nun kurucusu ve hocası Dr. Asım Çeliktürk, ‘Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar’ı çaldı ve söyledi. Daha sonra opera sanatçıları Sibel Demir ve Hatice Yılmaz da Asım Bey’e eşlik ederek, salondaki Zafer coşkusunu daha da artırdılar.
Program, tüm katılımcıların İzmir Marşı’nı söylemesiyle sona erdi.