Londra’da “Türkiye-Birleşik Krallık İlişkileri Paneli” düzenlendi. İletişim Başkanlığı’nca organize edilen “Türkiye-Birleşik Krallık İlişkileri Paneli”, Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği rezidansında gerçekleştirildi.
Panele, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Osman Koray Ertaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir ile çok sayıda konuk katıldı. Türkiye ve Birleşik Krallık’ın Brexit sonrası ilişkilerinde değişen dinamikler ve iki ülke ilişkilerinin değerlendirildiği panele çok sayıda akademisyen, düşünce kuruluşu temsilcileri, gazeteci ve iş insanı katıldı.
İletişim Başkanlığı’ndan aktarılan habere göre Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği rezidansındaki panelin açılışında konuşan Büyükelçi Ertaş, ilk İngiliz büyükelçinin Osmanlı İmparatorluğu’na gönderilişinin üzerinden yaklaşık 4 asır, ilk Türk büyükelçinin Londra’ya gönderilişinin üzerinden ise yaklaşık 230 yıl geçtiğini söyledi.
Bunun iki ülke ilişkilerinin derinliğini gösterdiğini kaydeden Ertaş, “Zaman geçti, dünya değişti ancak ikili ilişkilerin stratejik önemi, yalnızca ülkelerimiz için değil daha geniş bir coğrafya için geçerliliğini hâlâ koruyor.” değerlendirmesini yaptı. Ertaş, Türkiye ve İngiltere’nin NATO üyesi olarak Avrupa’nın iki yakasında önemli iki güç olduğuna da vurgu yaptı.
Türkiye-İngiltere ilişkilerinde ticaret, turizm, yatırım, enerji, savunma sanayi ve güvenlik konularının başı çektiğini söyleyen Ertaş, “İkili ilişkilerimizi mümkün olan her alanda güçlendirmek ve çeşitlendirmenin yollarını arıyoruz. İki ülkede de hükûmet seviyesinde bu siyasi irade var.” dedi. Ertaş, yapay zeka ve yeşil dönüşüm konularında ikili ilişkilerde çok büyük potansiyel bulunduğuna da dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da panelin açılışında katılımcılara videomesajla hitap etti.
Dünyanın karanlık bir girdaptan geçtiğini ve farklı sınamalarla karşı karşıya kalındığını belirten İletişim Başkanı Altun, bu süreçte bölgesel ve küresel krizlere, çatışmalara sık sık tanık olunduğunu ifade etti.
Son dönemde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşının bu krizlerden birisi olduğuna işaret eden İletişim Başkanı Altun, “Türkiye olarak bizler, en başından beri taraflara itidal çağrısı yaptık. Onurlu bir barışın kaybedeni olmayacağı şiarıyla ihtilafların savaşla değil, müzakereyle çözülmesi gerektiğini belirttik. Ukrayna-Rusya savaşının gıda krizi gibi küresel sonuçları da oldu. Tahıl koridoru antlaşması ile dünyanın bir gıda krizi yaşamasının önüne geçtik.”dedi.
İletişim Başkanı Altun, bugün küresel sonuçları olan bir diğer sorunun da İsrail’in Filistin’e saldırıları olduğuna dikkati çekti.
Yıllardır devam eden İsrail zulmünün şu anda farklı bir merhaleye işaret ettiğini belirten İletişim Başkanı Altun, İsrail’in 6 aydır devam eden saldırılarında açlığı bir silah olarak kullandığını, bölgeye sağlıklı bir insani yardım bile yapılamadığını ifade etti.
İnsani felaketlerin yanı sıra ırkçılık, ayrımcılık, İslamofobi gibi özellikle Müslümanların yaşadığı sorunların da günden güne arttığını anlatan İletişim Başkanı Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle Batı ülkelerinde son yıllarda yükselen ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, devletlerin giderek kendi içine kapanmasına neden olmaktadır.
Küresel alanda korumacılığın artması da mazlum ve muhtaç durumdaki binlerce kişiyi en temel insani yardımlardan mahrum bırakmaktadır.
Biz Türkiye olarak ırkçılığın ve ayrımcılığın her türlüsüne karşıyız.
Tüm dünyanın yüzleşmesi gereken mülteci sorununda en iyi sınavı veren ülkelerden biriyiz.
Mülteci sorununa kalıcı bir çözüm bulunması ancak küresel refahın adil bölüşümüne dayanan bir sistem kurmakla mümkündür.”
“Filistinliler’i ve hakikati savunmak, bir anlamda insanlık onurunu savunmak demektir”
İletişim Başkanı Altun, söz konusu tüm bu sorunları daha kaotik hâle getirenin ise dezenformasyon sorunu olduğuna işaret ederek, çağın vebası hâline gelen dezenformasyon sorununun toplumları ve kurumları ifsat eden en tehlikeli salgın olduğunu bildirdi.
Dezenformasyonu sadece ulusal değil, küresel ölçekte bir sorun olarak gördüklerinin altını çizen İletişim Başkanı Altun, “Bu yüzden bölgesel çatışmalardaki dezenformatif faaliyetleri de ifşa etmekten kaçınmıyoruz. İsrail’in acımasız saldırılarını örtbas etmek için kullandığı sistematik dezenformasyon kampanyalarıyla da ilgili kurum ve kuruluşlarımız aracılığıyla mücadele ediyoruz. Çünkü İsrail hem Filistinliler’i hem de bizatihi hakikati katlediyor. Filistinliler’i ve hakikati savunmak, bir anlamda insanlık onurunu savunmak demektir.
Türkiye, Filistin başta olmak üzere, bölgesel ve küresel sorunlarda İngiltere ile her türlü iş birliğine açıktır.” değerlendirmesinde bulundu.