Bir anne, hastane morgunda yatan kızının cesedine bir nekrofil tarafından tecavüze uğradığını öğrendiğinde yaşadığı yıkımı anlattı.
2020’de Kent’te bir köprüden düşerek hayatını kaybeden 24 yaşındaki Kıbrısı Türk Azra Kemal, Tunbridge Wells Hastanesi morguna kaldırılmıştı ve burada cesedi, tahmini 100 kurbanı olan üretken bir suçlu olan David Fuller tarafından ihlal edildi.
Azra’nın annesi Nevres Sky News’e konuştu, olayı halka bildirmek istediğini, polisin kendisine haber vermek için kapısına geldiği anı hatırladı. Dedi ki: “İnsan ne düşünüyor? Böyle bir şeyi nasıl anlarsın?” Kuzey Londra’da bir sosyal hizmet görevlisi olan Nevres, Sky News’e onun yanında yattığını ve kızıyla vedalaşmak için kucakladığını, saatler önce Fuller tarafından tecavüze uğradığından tamamen habersiz olduğunu söyledi.
Fuller, Azra Kemal’ın cesediyle üç kez seks yaptığı ortaya çıktı. Nevres, “Onunla birlikte morgda iki saat geçirmiştim; ve bu bana bir çeşit rahatlık verdi. Kızımın o gün ve o günün akşamından önce tecavüze uğradığını bilmiyordum” dedi. “Yani, ben kızımın saçını okşarken, saçında uyurken, bir adam… teninin her yerinde gezindi… Ve işte ben öpüyorum, sarılıyorum ve son vedalarımı söylüyorum.”
Fuller’ın, hasta suçlarından önce kurbanlarının kimliklerini çevrimiçi olarak araştırdığı ve kimlik etiketleriyle birlikte morg kayıt günlüğündeki isimlerini fotoğrafladığı bildirildi. Suçlarını dijital bir kameraya kaydediyor ve bazen kurbanın adını taşıyan klasörlerde bir bilgisayarda saklıyordu. Memurlar, Fuller’ın evinde, aralarında beş terabaytlık depolama alanı bulunan dört sabit disk buldu. Maidstone’daki bir duruşmada mahkeme, çalıştığı hastanelerde filme alınan sabit disklerin “hayal edilemez bir cinsel ahlaksızlık kütüphanesi” içerdiğini duydu.
Fuller, 2010 yılında Tunbridge Wells Hastanesine taşınmadan önce başlangıçta Kent ve Sussex Hastanesinde çalıştı. 20 Temmuz 2020’de ve ertesi gün Nevres’in ziyareti sırasında tekrar Azra’ya 16 dakika saldırdı. Onu 35 dakika boyunca taciz etmek için üçüncü kez geri döndü. Fuller bir elektrik bakım işçisiydi ve morga erişmek için meşru nedenleri vardı – ve kendi kaydırma kartına erişimi vardı.
Ayrı ölüm sonrası odaların genellikle saatler sonra terk edileceğini hesaplamıştı, bu yüzden suçları yıllarca fark edilmedi. Hastaların onurunu korumak için otopsi odalarında CCTV yoktur. Fuller, saklandıkları buzdolaplarının kapılarını açarak cesetlere ulaşacaktı. Nevres, Sky News’e, hastanede kaldığı süre boyunca Fuller’ın “yüzlerce değil binlerce” morga girmesine nasıl izin verildiği konusunda kafasının karıştığını ve hastane personelini “harika bir adam” olduğunu düşünmeleri için “baktığını” söyledi. Mahkeme şunları söyledi: “Morg alanından alınan güvenlik kamerası, kameralara alındığında varlığı için meşru bir açıklama sağlayacak öğeler taşıdığını veya eylemler gerçekleştirdiğini gösteriyor.”
Nevres, Hastane Vakfı’nın CEO’su Miles Scott’ı istifaya çağırdı. Sky News’e verdiği demeçte, “Kurbanlara, ‘bu hastane güvenini yönetecek en iyi kişi olduğumu düşünüyor musunuz?’ diye sormalı. Gerçekten üzgünseniz, kenara çekilirsiniz” dedi. Nekrofili’ye verilen cezanın uzunluğu karşısında şok olduğunu da sözlerine ekledi. 2003 tarihli Cinsel Suçlar Yasası’nın 70’ine göre, Fuller’ın suçlarına verilen azami ceza iki yıl hapistir. “Ölülere saygı duymalıyız ve bu bir daha asla olmamalı” dedi.
67 yaşındaki Fuller bugün, hastane morglarında en az 99 cesetle seks yapmadan önce 1987’de Kent evlerinde Wendy Knell ve Caroline Pierce’ı öldürdüklerini itiraf etti. Ölümlerinden 20 yıldan fazla bir süre sonra, hastane morglarında çok sayıda ölü kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti. En genç kurban sadece dokuz, en yaşlı kurban ise 100 yaşındaydı. Fuller başlangıçta sorumluluğun azalması nedeniyle iki kez adam öldürme suçunu kabul etti, ancak duruşmasının ortasında aniden kadınları öldürdüğünü itiraf etti.
