1880 yılından itibaren başkent Londra’da kutlanan 1 Mayıs, bu yıl da Londra’da Trafalgar Meydanı’nda 1 Mayıs Çarşamba günü saat 12.00’da yoğun katılım ve ilgiyle gerçekleşti. 1 Mayıs yürüyüşüne birçok Türkiye kökenli dernek ve sivil toplum kuruluşları da katıldı.
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık’ın birçok bölgesinden etkinlik için Londra’ya gelen çok sayıda kamu ve özel sektör çalışanı, işçi sendikası üyesi, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, öğrenciler ve emekliler kentin Clerkenwell semtinde toplandı.
Pankart ve bayraklar açarak yürümeye başlayan katılımcılar, işçi sendikalarına getirilen yasal kısıtlamaları, ülkedeki konut krizi, maaş ve sosyal yardım kesintileri ile işten çıkarmaları protesto eden sloganlar attı.
Yürüyüşte özellikle hükümetin kemer sıkma politikaları kapsamında sağlık, eğitim, güvenlik ve ulaşım alanlarındaki harcamalarda yaptığı kesintiler ile bazı özelleştirme politikaları eleştirildi. Yürüyüşe katılan örgütler, 1 Mayıs’ın İngiltere’de kamu tatili olarak belirlenmesini desteklediler.
Yürüyüşe bazı Türkye tabanlı bir çok örgüt katıldı. Demokratik Güç Birliği, Kurdish Community Center, Partizan, Çarşı Gurubu, Türk Kürt Toplumu Dayanışma Merkezi (DAYMER) ve CHP İngiltere Birliği gibi kurumların da yer aldığı yürüyüş Trafalgar Meydanında sona erdi.
Mayıs kutlamaları Yürüyüş Tertip Komitesi ve diğer kurumlar adına yapılan konuşmaların ardından sona erdi.
Birleşik Krallık’ta “Mayıs Günü (May Day)” olarak da tanımlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 1880 yılından itibaren başkent Londra’da düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor.
1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMININ ANLAM VE ÖNEMİ
İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne şehrinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve şehirde, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı. Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.
Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü ” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi. Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.