KIBRIS’IN İşçi Partisi Dostları, “İngiltere’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Anayasal Sorumlulukları: Geçmiş, Bugün ve Gelecek” isminde seminer gerçekleştirdi.
Kıbrıs’ın İşçi Partisi Dostları tarafından düzenlenen seminer, 1 Ekim Pazartesi günü, Kuzey Londra’nın Wood Green bölgesinde bulunan Kıbrıs Toplum Merkezi’nde yer aldı.
Londra’da 19.00 – 21.00 saatleri arası gerçekleşen seminer sonrasında yiyecek ve içecek servisi de yapıldı.
1 Ekim Pazar Günü, İngiltere’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Anayasal sorumlulukları hakkında gerçekleşen etkinlikte, konuşmacı olarak Kıbrıs Üniversitesi’nden Siyasi ve Tarih Profesörü Niyazi Kızılyürek, Afrika Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, Kıbrıs Temsilciler Meclis Üyesi Anna Theologou ve Frederick Üniversitesi Hukuk Bölümü Başkanı Avukat Christos Clerides konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşması, Kıbrıs’ın İşçi Partisi Dostları’nın kurucusu Vassilis Mavrou tarafından yapıldı.
Vassilis Mavrou 1 Ekim Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kutlayarak konuşmasına başladı ve “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin Kıbrıslı Rumlar’ın ve Kıbrıslı Türkler’in yararına olacağını” ifade ederek, “Yeniden birleşik bir Kıbrıs, Kıbrıslı Rumlar’ın ve Kıbrıslı Türkler’in ortak evi olabilir” dedi.
“Kıbrıs sorununa, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs ile ilgili kararları, 1977 ve 1979 üst düzey anlaşmaları, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği prensipleri zemininde bir çözümün bulunması gerektiğini” dile getiren Mavrou, “birleşik bir Kıbrıs’ın federal, iki toplumlu ve iki bölgeli olacağını, birleşik bir Kıbrıs’ın aynı zamanda tek devlet, tek egemenlik ve uluslararası tek kimliğe sahip olacağını” ileri sürdü.
Konuşmacılar Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ele aldı ve İngiltere’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik anayasal sorumluklarına değindi, Niyazi Kızılyürek şöyle konuştu:
“Burada bu akşam Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğumunu kutluyoruz. Kıbrıs artık hızlıca olgunlaşmaya başladı fakat hala trajik bir durumun içinde. Kıbrıs hala bölünmüş bir ada ve bitmek bilmeyen müzakerelerle devam ediyor. Kendimizi eleştirmemiz lazım ve mevcut durumun koşulların etkilerin farkında olmalıyız. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rum olarak geçmişimizi düşünmeliyiz, geçmişimizle yüzleşip aynaya bakmalıyız.
Kıbrıs’ta neler yanlış gitti diye sormalıyız. Aslında hepimiz de gayet iyi biliyoruz nelerin yanlış gittiğini. Türk ve Yunun askerini bizler yarattık. Öncelikle Kıbrıs Cumhuriyeti bu dünyaya geldiğinde onu kucaklayacak siyasi elitler yoktu.
Glafkos Klerides’in Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bayrağı hakkında ilginç bir yorumu olmuştu, ‘Bu dünyanın en iyi bayrağı, çünkü kimse onun için ölmeye hazır değil’ demişti. Bu, kimsenin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni benimsemediği anlamına geliyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti istenmeyen çocuktu.”