Peki Londra’da trafik nasıl? Londra’ya gelip burada yaşayan Türkçe konuşan toplum üyeleri acaba burada da trafikte sorun yaşıyorlar mı?
TÜRKİYE’DE trafik özellikle de büyükşehirlerde tam bir çile. Kurallara uymayan sürücüler, yaya geçidinin varlığından bile haberdar olmayan yayalar, yaya kaldırımına park etmiş araçlar, birbirine karışan korna sesleri… Peki Londra’da trafik nasıl? Londra’ya gelip burada yaşayan Türkçe konuşan toplum üyeleri acaba burada da trafikte sorun yaşıyorlar mı? Londra trafiğinde kadınlar mı yoksa erkekler mi daha iyi araç kullanıyor? Hazırladığımız röportajımızı keyifle okumanız dileğiyle.
İlhan Onur
Londra’da aslında genel olarak trafikte bir sorun görmüyorum. Sadece araçların ciddi anlamda bir park sorunu var. Londra hızla gelişen ve büyüyen bir şehir. Bu sebeple araç sayısı da her geçen gün artmakta. Park yerleri sayısının aynı oranda artmaması nedeniyle trafikte yaşadığım en büyük sorun park yeri oluyor. Ayrıca park ücretleri de gerçekten çok pahalı. Ticaretle uğraştığımız için genelde mağazamıza gelecek müşterilerden de bu sorunu işitiyoruz. Bu sebeple bence Londra’da hızlı bir şekilde park sorunu ile ilgili çözümler üretilmesi şart. Sürücüler genel olarak kurallara uyuyor. Ancak kadın sürücülerin erkeklere göre biraz daha kurallara uyduğunu söylemem yanlış olmaz. Bana kalırsa Londra trafiği Dünyada ki birçok başkente göre en iyi araç ve yaya trafiğine sahip şehirlerden birisi. Bisiklet sürücüleri ve yayalara inanılmaz derecede saygı var. Trafiğin bu denli düzenli olmasının en büyük nedeni ise kurallar. Çok fazla kamera var. Hız limitinizi ayarlamak zorundasınız. Trafik cezaları da oldukça yüksek. Bazen insan bu kadar katı kurallar olmasına kızabiliyor ama neticede bu kurallar hepimiz için güvenli bir trafik olmasını sağlıyor.
Ayşe Münir
Londra’da yaşadığım bölgede trafik sorunu yok, sakin bir semt ancak oğlum Islington bölgesinde oturuyor Angel’da. Senelik neredeyse 450 pound bölgesinde aracını park edebilmek için ücret ödüyor. Ancak maalesef aracını park edebileceği bir yer bulamıyor. Kendisi için ayrılmış bir otopark alanı yok. Nerede yer bulursa oraya aracını park ediyor. Tabii bulabilirse. Çoğu zaman aracını park etmeye yer bulamıyor. İnsanlar maalesef belediyeye müracaat edip özel park yeri için para ödediklerinde kendilerine ait bir park yeri olacağını sanıyor ama sistem doğru bir şekilde çalışmıyor. Ben 57 yıldır buradayım, 1966 yılından beri de ehliyetim var. Londra trafiğinde bazıları trafik kurallarına uymuyor. Kaç yıllık şoför olursanız olun, kurallara uymayan bu insanlar trafikte tehlike saçıyor. Bu yüzden araç sürerken sürekli çok uyanık ve dikkatli olmak lazım. Özellikle kavşaklarda ne tarafa gideceğini mutlaka önceden hesaplayıp o şeride geçmek gerekiyor. Yoksa kaza yapabilir veya kazaya sebep olabilirsiniz. Bunlara dikkat ettikten sonra genel olarak Londra trafiği gayet iyi diyebilirim.
Gürkan Öye
8 senedir Londra’dayım. İstanbul’dan geldiğim için buradaki trafik yoğunluğu beni çok etkilemedi ve fazla bir acemilik çekmedim. Trafik kurallarına da ister istemez bir süre sonra alışıyorsunuz. Trafiğin yoğun olduğu zamanlar buradaki ismi ile ‘Rush Hour’ zamanlarında yaşanıyor. Yani insanların işe gidiş ve işten dönüş saatlerinde. Onun dışında öğle saatlerinde yoğun bir trafik olduğunu görmüyoruz. Türkiye ile kıyaslarsak artık İstanbul’da maalesef 7/24 trafik var. Açıkçası, metro ve diğer toplu taşıma araçlarını kullandığım için trafik beni çok fazla etkilemiyor. Yaya olarak herhangi bir sıkıntı çekmiyorum. Sadece bazı trafik ışığı geçişlerinde yayaların kırmızı ve yeşil ışığı görebilecekleri bir işaret bulunmuyor. Bazı trafik ışıklarında buna rastlayabiliyoruz. Bu da yoldan karşıya geçerken sorun yaşatabiliyor. Merkez dışında bazı trafik ışıklarında bu tip uygulamaları görüyorum. Bence bunların düzenlenmesi yaya trafiği için yararlı olacaktır.
Ulaş Bahar
Londra’da genel olarak trafik düzenli diyebilirim. Ancak araç park yerleri ile ilgili ciddi bir sıkıntı var özellikle de yaşadığımız Haringey bölgesinde. Çalıştığım işletmeye gelen müşteriler araçlarını park etmekte ciddi sorun yaşıyorlar. 20 dakika gibi kısıtlı bir park süresi veriliyor. Bu sürede siparişini hazırlayıp yemeğini yemesi neredeyse imkansız. Bence otopark süreleri biraz daha arttırılabilir. Ayrıca park ücretleri özellikle bu caddede çok pahalı. Park ücretlerinin düşürülmesi ve yeni park alanlarının oluşturulması cadde insan trafiğini de arttıracağını düşünüyorum. Bu sayede işletmeler daha fazla müşteriye hizmet verebilecektir. Bunun dışında yaya trafiğini değerlendirecek olursak, Türkiye’den gelen bir insan trafiğin ne kadar düzenli olduğunu hemen görebiliyor. Bir yaya kendisinin araçtan daha üstün olduğunu hissediyor. Kadın ve erkek olarak sürücüleri ayırmamak lazım. Bu daha çok iyi şoför kötü şoför mevzusu bence. Yani kurallara uyan ve uymayan insanlar var. Bir aracı kadın da kullansa erkek de kullansa kurallara uymuyorsa bence kötü sürücüdür. Türkiye’de bir ralli şoförü var biliyorsunuz o bir kadın. Yani bu şekilde değerlendirmek lazım. Son olarak özellikle Haringey bölgesinde bizim işletmemizin olduğu caddede yaya geçidi ve trafik ışığı sayısı çok az. Kazaların önlenebilmesi ve yayaların daha rahat geçiş yapabilmeleri için bunun iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Veli Alkan
Londra’nın trafiğini bisiklet sürücüleri kötüleştiriyor. Hem trafiğin yavaşlamasına hem de sürücülerin dikkatinin dağılmasına neden oluyorlar. Bence bisiklet sürücülerine ayrı bir yol yapmak trafiği son derece rahatlatacaktır. Ayrıca trafik ışıklarında en önde duran bisiklet sürücüleri nedeniyle normalde 2-3 saniye de trafik hareket edecekken nerdeyse 8-10 saniye onların hareket etmesini bekliyoruz. Bu arkadaki araçların daha uzun süre beklemelerine neden oluyor. Bence bu Londra trafiği için büyük bir sorun. Bununla ilgili kesinlikle belediyelerin bir çözüm üretmesi gerekiyor. Benim neredeyse bütün günüm trafikte geçiyor. İnanın bu konuda birçok kişi aynı şeyi düşünmekte. Onun dışında kuralları ile diğer ülkelere göre İngiltere ve Londra trafiği bence çok iyi. İnsanlar kurallara genel olarak uyuyor. Çünkü cezalar ve yaptırımlar ağır.
Can Dağhan
Mesleğim icabı gün boyu trafikteyim. Genelde Londra merkezindeyim. Burada insanlar birbirlerine karşı daha saygılı araç kullanıyorlar. Özellikle geçiş üstünlüğü konusunda sürücüler gayet dikkatli davranıyorlar. Türkiye’de görmediğimiz kavşaklardaki geçiş üstünlüğü kuralı burada tam anlamıyla doğru bir şekilde işliyor diyebiliriz. Türkiye’de geçiş üstünlüğü maalesef ilk önce kim geçerse yol onundur şeklinde çalışıyor. Londra’nın trafiğini daha çok yeraltı ulaşımı hafifletiyor. Örneğin burada trenlerin çalışmadığı gün, iki mahalle öteye iki buçuk, üç saatte gittiğiniz olabiliyor. Genelde Londra merkezinde olduğum için orada çalışan insanlar genellikle metro kullanıyor ve trafik yoğunluğu bu sayede azalıyor. Bunun dışında otopark bence Londra’da en büyük sorunlardan biri. Hem araçları park edecek yer sıkıntısı hem de özellikle şehir merkezindeki park ücretlerinin yüksek olması sürücüler için büyük bir dert. Londra’da düzenlenmesi gereken en önemli işlerin başında park sorunu geliyor. Kadınlar mı daha iyi araç kullanıyor erkekler mi konusuna gelince, bence bu soruya cevap vermek zor. Çünkü çok iyi araç kullanan kadınlar da var, erkekler de. Bence araç kullanma işi teori olduğu kadar pratik de isteyen bir konu yani bu konuda teorisi ve pratiği iyi olan kişi bence iyi bir şofördür. Bu şekilde değerlendirmek daha doğru olacaktır.