kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
34,4244
EURO
36,3108
STERLIN
43,6363
BITCOIN
$87.958
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Kapalı
10°C
LONDRA
10°C
Kapalı
Cumartesi Hafif yağmur
9°C
Pazar Orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Pazartesi Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
11°C
Salı açık
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
5°C

Bedük, Londra’da ‘geleceği’ görüyor

Türkiye ve dünyada önemli bir takipçisi olan ünlü müzisyen Bedük, farklı ve kaliteli bir müzik tarzını uzun yıllardır sevenleri ile buluşturuyor.

Bedük, Londra’da ‘geleceği’ görüyor

Türkiye ve dünyada önemli bir takipçisi olan ünlü müzisyen Bedük, farklı ve kaliteli bir müzik tarzını uzun yıllardır sevenleri ile buluşturuyor. Yetenekli sanatçının Londra da olduğunu öğrenir öğrenmez, kendisi ile Waterloo bölgesinde buluşup, yeni projeleri ve çalışmaları hakkında bilgiler aldık. Sohbetimizde özellikle Londra ve Türkiye’de yaşayan sevenlerine birçok mesaj ve sürprizler veren sanatçı ile gerçekleştirdiğimiz bu güzel röportajı sizler için derledik. Keyifle okumanız dileğiyle.

Londra da yaşamaya başladın. Neden Londra?

“Londra bence müziğin başkenti. Nasıl Los Angeles, New York bu konuda önemli kentlerse Londra da gerçek anlamda müzik için böyle bir şehir. Türkiye’de iyi bir müzisyen eğer tüm Türkiye’ye hitap eden bir müzik yapmak istiyorsa bunun nasıl merkezi İstanbul ise, tüm dünyaya müzik yapmak isteyen birisi için de Londra öyle bir şehir. Zaten ben global ve batılı bir müzik yapıyorum. Bu yüzden burada olmam, benim açımdan çok doğru bir karar oldu.”

Yeni çıkacak bir albüm hazırlığı içerisinde olduğunu biliyoruz. Yeni çıkacak albümünden biraz bahseder misin?

“Yine dans albümü. Şu an on-track olarak düşünüyorum ama belli de olmaz bir anda yeni parçalar da çıkabiliyor. Burada yeni bir stüdyo kurdum. İstanbul’da ki bütün ekipmanlarımı getirdim. Şu an vaktimin çoğu stüdyoda geçiyor. Albümün ismi “Flash Forward”. Nasıl flash backler bizi geçmişe götürüyorsa, flash forward geleceği görecek bir albüm olacak. Benim yaptığım işlerden farklı, başka yerde duyamayacağınız bir albüm. Biraz daha farklı işler yapmaya başladım burada. Dans müziği, yine benim müziğim. Baktığın zaman yine Bedük diyorsun ama başka bir level da.”

Herkes seni dans etmeyi seven, eğlenceli biri olarak tanıyor. Ancak daha önce slow şarkıların da oldu ve çok beğenildi. Yine bu tür şarkıların olacak mı?

“Yani ben şarkıları slow veya fast diye ayırmıyorum. Netice de şarkı şarkıdır. (gülüyor) O yüzden albümlerde ‘bir tane de slow parça yapalım da, insanları ağlatalım’ gibi düşünmüyorum. Ne çıkarsa o. Albüm dediğimiz şey bir hikaye. Nasıl bir kitap içerisinde giriş, gelişme ve sonuç oluyorsa, bir albümünde böyle bir bütün olduğunu düşünüyorum. Eğer bu hikayede hüzün varsa, hüzün de olur, yükselirse yükselir de. Her hikayenin olayı farklıdır. Her hikayenin de birbirine benzemesi gerekmez. Bu da yeni bir hikaye benim için.”

Geçmişe baktığınızda sanatınızla ilgili pişman olduğunuz veya bunu iyi ki yapmışım dediğiniz şeyler var mı?

“Her şeyi iyi ki yapmışım diyorum. Pişman olacağın şeyi yapmazsın. Bugün baktığımda yaptığım tüm işlerin, beni geliştiren işler olduğunu görüyorum. O yüzden hiçbir şeyden pişmanlık duymam. Yani şunu şöyle yapabilir miydim, bunu böyle yapabilir miydim diye elbette düşündüğüm olur ama bunun da insanın kendi gelişimi için önemli olduğunu biliyorum. Derler ya, ‘hayat sonucu düşünürken geçen zamandır.’ Ben sonucu düşünmek yerine geçen bu zamandan keyif almayı seviyorum. O yüzden iyisi ile kötüsü ile tıpkı bir roller coaster gibi aşağı indiğin zamanda, yukarı çıktığın zamanda mutlu olmak en güzeli.”

Bedük kimleri dinliyor? Londra’nın ilham anlamında size faydası oldu mu?

“Londra’nın ilham anlamında çok faydası var. Çünkü etrafında yapılan işlerin kalitesini gördükçe, daha iyi olma isteği uyandırıyor sende. Farklı işleri gördükçe daha farklı olmak, daha uniq olmak istiyor insan. Mesela şu an stüdyomu tuttuğum yerde beş ayrı müzik stüdyosu daha var. Hepsinde benim gibi ayrı ayrı prodüktörler var. Yıllarını bu işe vermiş ve yepyeni çıkan isimler. Hem yetenekli hem müziğe farklı yerden bakan insanlar. Örneğin bir stüdyo da çok güzel rock müzik yapılırken, diğer stüdyo da çok güzel RNB yapılıyor. Tabi bu çeşitlilik sizi ister istemez etkiliyor. Benim İstanbul’da ki stüdyom Maslak sanayi sitesindeydi. Şimdi burada da yine sanayi gibi bir yerde. Burada ki tek fark işçiler çalışırken bile 70’ler funk duyabiliyorsun. İşçiler çalışırken müzik açıyorlar. Müzikle yaşıyor burası. İngiltere’nin bütün kültürünün yarısından çoğu müzik. Bu seni besliyor. Orada boya yapan inşaat işçisi James Brown dinliyorsa, bu sana ilham veriyor. Hayatını güzelleştiriyor. Bir yandan da gidiyorsun stüdyoya yan tarafında inanılmaz bir prodüktör var. Adam dünya turundan gelmiş falan. Öyle prodüktörler yani. Bunlarla yarış içinde olduğunu biliyorsun ama çok güzel bir yarış. Stüdyo komşularımla da farklı işler yapma fikirlerimiz var. Burada kafalar daha açık. Yaptığın en farklı şeyin bile burada alıcısı olabiliyor ve buradan bütün dünyaya seslenebildiğini bilmek seni motive ediyor. Daha farklısını, güzelini yapma fırsatı sunuyor. Ne dinliyorsun dersen, ben her şeyi dinliyorum. Küçüklüğümde de yoktu, öyle duvarlara poster asayım, fanlık yapayım falan olmadı hiçbir zaman. Her şeyi dinlemeye çalışıyorum. Birde bende meslek hastalığı olduğu için hiçbir şeye tam zevk alarak bakamıyorum. Bu sadece müzikte değil, bir sinema içinde geçerli bu. Işığa bakıyorum örneğin, sounduna bakıyorum. Mükemmelliyetçilik oluyor ister istemez. Zaten olmazsa bizim işte olmaz. Salla pati iş olur o zaman. O yüzden bana farklı gelen her şeyi dinlemeye çalışıyorum.”

Dünya’da ve Türkiye’de senin yaptığın işlerin diğer işlerle fazla bir benzerlik taşımadığını görüyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun?

“Doğru söylüyorsun. Ancak bu benim inanılmaz muhteşem olduğumu göstermiyor. Ama farklı bir tarz, kendine özgü. Bu dinleyici profili açısından hem avantaj hem dezavantaj. ‘Bedük hangi tür müzik yapıyor’ dediğin zaman işte bunu yapıyor diye tek bir şarkı gösteremezsin. Ondan önce ve sonra yaptığım şeyler bambaşka olabiliyor. Çünkü o an beni motive eden şey neyse onu yapıyorum. Kendimi baltaladığım çok oluyor mesela. Bir yerde bir tarafım çok öne çıktığı zaman hop onu kesip, yeter artık benden yine bunu bekliyorlar, ben başka bir şey yapayım diye başka yöne gidiyorum. Londra’da daha da farklı şeyler yapabiliyorum. Havası suyu da Ankara gibi biraz. Gerçi yağmuru biraz fazla ama ben kapalı havaları seviyorum. Böyle havanın griliği, şehrin griliği bana farklı bir ilham veriyor.”

Londra’da bildiğin gibi Türk toplumundan epey insan yaşıyor. Acaba burada konser planların var mı?

“Hedefimizde 4-5 ayaklı bir tur yapmak var. Ufak bir tur. Biz buraya geldik ‘Merhaba’ demek için. Onun bir hazırlığı var. Bir yandan da albüm hazırlığı devam ediyor. Ancak Londra’da güzel etkinlikler gerçekleştireceğimize inanıyorum. Şubat’ta böyle bir tur yapmayı planlıyoruz. Tüm müzik severleri bekleriz.”

Bedük özellikle gençlere ve bu işe gönül vermiş kişilere çok destek olduğunu biliyoruz. Artık özellikle Avrupa ve İngiltere için daha ulaşılır bir noktadasın. Onlara iletmek istediğin şeyler var mı?

“Burada plak şirketimi kurdum. Gariptir Türkiye’de ki plak şirketimin ismi Audiology’di. Şimdi kurduğum firmanın ismi ise Delises. Birçok kişiye prodüktörlük anlamında destek oluyorum. Daha önce mesela Akın Sevgör’ü çıkarttım benden. Akın Sevgör “Fi” dizisinin müziklerini yaptı. Şimdi Türkiye’de birçok önemli yerde çıkmaya başladı. Onyedi’yi yaptık daha önce. Burada da nereli olduğun dinin, dilin, rengin benim için fark etmiyor.  Burada iyi müzik yapan insanlara elimden geldiği kadar destek olmak, beraber bir şeyler yapabilmek beraber büyümek istiyorum. O yüzden delises.com sitesinden bana parçalarını gönderebiliyorlar. Bende hepsi ile tek tek ilgileniyorum.”

Bedük ayrıca kendi Youtube kanalı üzerinden müzikseverlere birçok faydalı ve eğlenceli içerikler hazırlıyor. Sizde değerli sanatçıyı daha yakından tanımak ve etkinlikleri hakkında bilgi almak isterseniz beduk.net isimli web sitesini de takip edebilirsiniz.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.