Rum Lider Anastasiadis meclis kürsüsünden, muhatabı Kıbrıslı Türkler, Rumlar ve Kıbrıs dışındakiler olan; gelecekteki anlaşmanın içerisinde hareket edeceği ve aşılması halinde sürdürülmekte olan müzakere prosedürünü çökertecek şu on kırmızı çizgiyi tayin etti:
Rum Lider Anastasiadis meclis kürsüsünden, muhatabı Kıbrıslı Türkler, Rumlar ve Kıbrıs dışındakiler olan; gelecekteki anlaşmanın içerisinde hareket edeceği ve aşılması halinde sürdürülmekte olan müzakere prosedürünü çökertecek şu on kırmızı çizgiyi tayin etti:
1-Çözümün değişmez zemini iki bölgeli iki toplumlu, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararında ve Doruk Anlaşmalarında belirtildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip federasyondur, siyasi hakların kullanılması dışında AB’nin temel ilke ve değerlerini değiştiremez.
2-Devletlerin ayırt edici özelliği olan üç nitelik: tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası temsiliyetin güvence altına alınması.
3-Olası çözümden ortaya çıkacak yeni düzen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü olacak.
4-Referandumda onaya sunulacak çözüm kapsamlı olmalı, boşluklar ve belirsizlikler içermemeli, Kıbrıs halkının endişelerine cevap vermeli ve ilk gün itibarıyla uygulanabilir olmalı.
5-Ortaya çıkacak anlaşma yeni düzenin ekonomik sürdürülebilirliğini güvence altına almalı.
6-Geçiş düzenlemeleri mutlaka gerekenler olmalı, somut olmalı olabildiğince kısa süreli olmalı.
7-Garanti sistemi AB üyesi devlet sıfatına uymaz, her halükarda uzlaşılacak güvenlik sistemi toplumlardan birine sağlanacak korumanın öteki toplum tarafından tehdit olarak algılanmaması gerektiği ilkesine cevap vermeli.
8-Mülkiyet ve çözümün maliyetiyle bağlantılı olan toprak düzenlemeleri özlü görüşülmeden ve kesin düzenleme yapılmadan çözüm mümkün değildir.
9-Toprak düzenlemelerinin tabi olacağı kriterlerden bazılarıyla ilgili açık ve taviz verilmez tezler vardır (Bu ifade 100 bine kadar Rum göçmenin Rum idaresi altında geri dönmesine olanak tanıyacak toprak düzenlemesine göndermede bulunuyor).
10-Çözüm muteber bir uzlaşının sonucu olmalı, kazananı ve kaybedeni olmamalı ve çoğunluğun azınlığa veya azınlığın çoğunluğa tahakkümü olmadan karşılıklı saygı şartlarını yaratmalı.”