Uluslararası Filistinliler için Adalet Merkezinden (ICJP) yapılan yazılı açıklamaya göre, Starmer ve Rayner, Başbakanlık Ofisi 10 Numara’da, yakınları Gazze’de bulunan Filistinli İngiltere vatandaşı ailelerle görüştü.
Birçok aile üyesi, görüşmede, çocuklar ve bebekler dahil Gazze’de kaybettikleri sevdiklerinin hikayelerini paylaştı.
Aileler, İsrail’in saldırılarını sürdürdüğü Gazze’deki durumla ilgili endişelerini Başbakan’a iletti ve İngiliz hükümetinden kaygılarının dikkate alınmasını istedi.
Görüşmede, hükümetin öncelik vermesini istedikleri 10 temel talebi gündeme getiren aileler, bu talepleri Starmer’a yazılı olarak iletti.
Bu talepler arasında İsrail’in Gazze’deki sağlık sistemini tahrip etmesi nedeniyle sağlık hizmetlerine erişemeyen ve ilk grup içinde yer alacak 15 ağır yaralı çocuğun İngiltere’ye getirilmesi, “Çocuk Tahliye Planı”nın uygulanması yer alıyor.
Yardımların ulaştırılması için sınır kapılarında İngiliz personel bulundurulması çağrısı
Aile üyeleri, ikinci olarak, İngiltere’ye “Filistinli Mülteciler İçin Aile Birleşim Programı” uygulaması çağrısında bulundu. Bu girişim için Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Ukraynalı ailelere sunulan planın model alınabileceği belirtildi.
Aileler, üçüncü olarak da açlığın savaş silahı olarak kullanılmasını engellemek amacıyla yardımların Gazze’ye sınırsız şekilde geçişini sağlamak için sınır kapılarında İngiliz personel bulundurulması çağrısı yaptı.
“Tek umudumuz, söylediklerimizi duymakla kalmayıp dinlemiş olmaları”
Görüşmeye katılan ve ismi açıklanmayan bir aile üyesi, görüşmeyi şöyle değerlendirdi:
“Bu kolektif travma hakkında konuşmak zor, ancak siyasi liderler tanıklıklarımızı doğrudan duymalı ki politikalarının gerçek hayattaki etkisini anlasınlar. 15 çocuğu İngiltere’ye getirmek, Gazze’deki 34 bin yaralıya kıyasla çok küçük bir istek. Kurtarılan bir hayatın bizim için ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini ne yazık ki çok iyi biliyoruz. Bu, sadece okyanusta küçük bir damla olabilir, ancak daha fazlasının başlangıcı olabilir. Tek umudumuz söylediklerimizi duymakla kalmayıp dinlemiş olmaları. Bunu zaman gösterecek.”
