Uzay tabanlı güneş enerjisi, hükümetin net sıfır inovasyon projelerinde yer alacak teknolojilerden biri. İngiltere’nin 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmasını sağlamak için potansiyel bir çözüm olarak belirlenen proje; uzayda güneş enerjisinin toplanmasını ve Dünya’ya aktarılmasını içeriyor. Fikrin kendisi yeni olmasa da son teknolojik gelişmeler bu olasılığı daha ulaşılabilir hale getiriyor.
Uzay tabanlı güneş enerjisi sistemi, güneş panelleriyle donatılmış devasa bir uzay aracı olan bir güneş enerjisi uydusunu içeriyor. Bu paneller, daha sonra yüksek frekanslı radyo dalgaları aracılığıyla kablosuz olarak Dünya’ya iletilip elektrik üretiyor.Yörüngedeki uzay tabanlı bir güneş enerjisi istasyonu, günde 24 saat Güneş tarafından aydınlatılıyor ve bu nedenle sürekli elektrik üretebiliyor. Bu, Dünya’daki yalnızca gündüzleri elektrik üretebilen ve hava durumuna bağlı olan karasal güneş enerjisi sistemlerine göre bir avantaj sağlayacaktır.
Küresel enerji talebinin 2050 yılına kadar yaklaşık yüzde 50 artması öngörüldüğünde, uzay tabanlı güneş enerjisi, enerji sektöründe artan talebi karşılamaya ve küresel sıcaklık artışıyla mücadele etmeye yardımcı olabilir.
Uzay tabanlı bir güneş enerjisi istasyonu, çok sayıda güneş modülünün yörüngedeki robotlar tarafından monte edildiği modüler bir tasarıma dayanıyor. Tüm bu unsurları uzaya taşımak zor, maliyetli ve çevreye de ayrıca bir zararlı. Ayrıca projenin zorluklarından biri de güneş panellerinin ağırlığı; ancak bu sorunun, ultra hafif güneş pillerinin geliştirilmesiyle önüne geçildi.
ABD’deki Uzay Güneş Enerjisi Projesi, yüksek verimli güneş pillerinin yanı sıra uzayda kullanım için optimize edilmiş bir dönüşüm ve iletim sistemi geliştiriyor. ABD Deniz Araştırma Laboratuvarı, 2020’de uzayda bir güneş modülü ve güç dönüştürme sistemini test etti. Bu arada Çin de 2035 yılına kadar işleyen bir sisteme sahip olmak amacıyla Bishan Uzay Güneş Enerjisi İstasyonu’nda ilerleme kaydettiğini duyurdu.