İngiltere Başbakanı Boris Johnson, milletvekillerini Avrupa Birliği (AB) ile varılan ticaret anlaşmasını desteklemeye çağırarak, bunun ülkenin komşularıyla yakın ilişkilerini sürdürmesine ve “ulusal kaderini” kontrol altına almasına imkan sağlayacağını söyledi.
İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası, ticaret anlaşmasını yasaya dönüştürecek tasarıyı görüşmeye başladı. Oturumun açılışında konuşan Johnson, anlaşmanın işletmeler için “kesinlik” sağlayacağını belirtti.
Johnson, “Bu yasa tasarısının amacı, İngiliz halkının her zaman kalplerinde yapılabileceğini bildiği ancak bize sürekli olarak imkansız olduğu söylenen bir şeyi başarmaktır. Yani hem yasalarımız ve ulusal kaderimiz üzerindeki egemenliğimizi koruyup hem de mümkün olan en iyi koşullarda AB’deki komşularımızla ticaret ve iş birliği yapmaktır.” dedi.
Ülkenin geleceğinde yeni bir sayfa açacaklarını dile getiren İngiliz Başbakan, diğer ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları yapacaklarını ve ülkeyi dışa dönük liberal bir güç haline getireceklerini ifade etti.
Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Keir Starmer, anlaşmayı kusurlu bulsalar da destekleyeceklerini açıkladı.
“Pek çok kusuru var ve zayıf bir anlaşma ancak anlaşmamaktan daha iyi.” diyen Starmer, anlaşmanın uygulanmamasıyla AB ile ticarette fiyatların artacağını ve işletmeler için tarife ve kotalar geleceğini söyledi.
Tasarının İşçi Partisinin de desteğiyle hem Avam Kamarası hem de Lordlar Kamarası’nda rahatça geçmesi bekleniyor. Sürecin tamamlanmasıyla da İngiltere 31 Aralık’ta yerel saatle 23.00’te geçiş sürecini de bitirerek AB’den tamamen ayrılmış olacak.
İngiltere’de Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.
AB’den resmen 31 Ocak’ta ayrılan ancak geçiş süreci nedeniyle AB hükümlerine uymaya devam etmek zorunda kalan İngiltere, Brüksel ile başta ticaret olmak üzere ikili ilişkiler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyordu.
AB ile İngiltere arasındaki müzakerelerde “adil rekabetin sağlanması”, “ticari anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği” ve “balıkçılık” gibi sorunlu konular, en zor başlıklar olarak öne çıkmıştı.
Anlaşmaya varılamaması halinde iki taraf arasındaki ticari ilişkiler, 31 Aralık sonrasında Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre yapılacaktı. Bu tarihe kadar olan geçiş süreci boyunca İngiltere, AB kurallarına bağlı kalmayı sürdürüyordu.