İngiliz hükümeti, afet bölgesi mağdurları ile ilişkilerde personeli ‘ağır suistimal’ davasıyla karşı karşıya bırakırken, Britanya’nın denizaşırı yardım çalışanlarına “cinsel ilişki yasağı” getirildi.
İngiltere Dışişleri’ne bağlı Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi, ‘cinsel istismara ve tacize karşı savunmasızlığın artmasına ve gücün kötüye kullanılması durumunda doğası gereği cinsel tacize yol açabilecek eşitsiz güç dinamikleri’ni göz önüne alarak yardım personeli ile yardım alanlar arasındaki cinsel ilişkileri yasakladı.
Ayrıca, ‘yerel olarak rıza gösterme yaşına bakılmaksızın çocuklarla cinsel aktiviteyi, para alışverişini, istihdamı, mal veya seks amaçlı hizmetleri’ yasakladı.
Katı kurallar getirildi
Getirilen değişiklik, yalnızca Birleşik Krallık hükümeti tarafından istihdam edilenler için geçerli olacak ve resmi sözleşmeli hayır kurumu çalışanları veya özel sektör tarafından istihdam yasağı konulacak.
Asya’dan Sorumlu Devlet Bakanı Nigel Adams, Uluslararası Kalkınma Seçimi Komitesi’ne yazdığı bir mektupta şunları söyledi: ‘Cinsel sömürü, istismar ve cinsel tacize karşı koruma, FCDO için en önemli öncelik olmaya devam ediyor ve herhangi bir personel üyesi veya birlikte çalıştığımız herhangi bir kuruluş katı standartlarımızı karşılayamaz. ‘
Uluslararası Kalkınma Seçme Komitesi başkanı Sarah Champion Telegraph’a şunları söyledi:
‘Hükümetin yardıma muhtaçlarla cinsel ilişkiyi işten çıkarmayı gerektiren bir suç haline getirmeyi kabul etmesine memnun oldum, ancak bu, sonradan düşünüldüğünde değil, en başından beri uygulanmalıydı. Şu haliyle zorluk yaşanır. Yardıma ihtiyacı olanlar, doğaları gereği yeryüzündeki en savunmasız insanlardır. Soruşturmamızın, Hükümet personelinin yasaklanmak yerine cesaretlerinin kırıldığını öğrendiğinde şok olduğumu söylemek, yetersiz bir ifade olur, dehşete düştüm.”
Thomson Reuters Vakfı ve The New Humanitarian tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 50’den fazla kadının Dünya Sağlık Örgütü, BM göç dairesi (IOM), BM çocuk kurumu (UNICEF), Oxfam, World Vision, Medecins Sans Frontieres ve ALIMA, 2018-2020 Ebola salgını sırasında “iş için cinsel ilişki” talep ettiği belirtildi.
Oxfam yardım kuruluşu skandalı
Geçen yıl İngiltere ve Galler Yardım Komisyonu tarafından yayınlanan ve 2010 Haiti depreminin kurbanlarına yardım etmek için gönderilen Oxfam personeli arasında bir ‘kötü davranış kültürü’ olduğunu söyleyen 142 sayfalık bir raporu takip ediyor.
18 aylık bir soruşturmanın ardından, çocuklara yönelik cinsel istismar dahil olmak üzere ciddi suç iddialarının tam olarak ifşa edilmediği tespit edildi.
Komisyon, Oxfam’ın 12 veya 13 gibi küçük çocukların bir hayır kurumu “patronuna” karşı cinsel istismar kurbanı olduğu iddialarını yeterince araştırmadığını söyledi.
Oxfam, Şubat 2018’de, Karayip’deki insani felaketten sonra bazı yardım çalışanlarının ‘seks partileri’ yaptıkları ortaya çıktığında kriz yaşanmıştı.
Komisyon, soruşturmasını Oxfam’ın 2011 yılında iddialarla ilgili maddi ayrıntıları tam ve açık bir şekilde açıklamamış olabileceği, o zamandan beri olayları ele alması ve bunların halkın güveni üzerindeki etkisi ile ilgili endişeler üzerine başlatmıştı.
Oxfam GB mütevelli başkanı Caroline Thomson ise, ‘Haiti’de olanlar utanç vericiydi ve çok üzgünüz. Bu, gücün kötüye kullanılması ve Oxfam’ın değerlerine hakaretti. Komisyonun bulguları Oxfam GB için çok rahatsız edici ama biz bunları kabul ediyoruz. Şimdi, Haiti’de yaşananlara ilişkin 2011 soruşturmasının ve raporlamasının kusurlu olduğunu biliyoruz; küçüklerin dahil olup olmadığını belirlemek için daha fazlası yapılmalıdır. Mevcut politikalarımız ve uygulamalarımız uyarınca, sorumlu müdürünün kendi davranışına ilişkin daha kapsamlı bir soruşturma yapmadan istifa etmesine izin verilmeyecektir” açıklamasında bulundu. Thomson, “’komisyon bir’ örtbas etme’ kaydı bulmadığını açıkça belirtirken, Oxfam GB’nin iddiaları ilk raporlamasında daha dolu ve daha sağlam olması gerektiğini kabul ediyoruz’ dedi.
