İngiliz ajanının yıllar sonra ortaya çıkan röportajında, İran’da seçimle başa gelen Başbakan Muhammed Musaddık’ı deviren ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi’yi yeniden iktidara getiren 1953 darbesinde İngiltere’nin rolü ortaya kondu.
Guardian gazetesinin haberine göre, İngiltere dış istihbarat servisi MI6’nın Kıbrıs’taki İran istasyon şefi Norman Darbyshire, 1985 yılında verdiği röportajda ülkesinin darbedeki rolünü anlattı.
Granada TV’nin 1985 yapımı “İmparatorluğun Sonu: İran” belgeseli kapsamında yapılan ancak hiçbir zaman yayınlanmayan röportaj, deşifresinin bir araştırma esnasında bulunmasıyla yeniden açığa çıktı.
Darbenin 67. yıl dönümü olan 19 Ağustos’ta yayınlanacak “Darbe 53″te canlandırılarak gösterilecek röportaja göre, İngiliz istihbaratının ABD’yi darbeye katılmaya ikna etmesi yıllar sürdü. Bu arada MI6 ajanları, ajan devşirip, İran parlamentosu üyelerine bisküvi kutularına saklanan paralarla rüşvet verdi. Hatta MI6 ve CIA, Musaddık’ı devirmek için Şah Rıza Pehlevi’nin kız kardeşini bile ikna etti.
Anglo-İran petrol şirketini millileştirmişti
Darbyshire, röportajında “Plan, Şah’a sadık olduğunu düşündüğümüz birimlerin, radyo istasyonu gibi şehirdeki kilit noktaları ele geçirmesini içeriyordu.” dedi.
Nisan 1951’de iktidara gelen Musaddık’ın ilk icraatlarından biri, sonradan BP adını alacak Anglo-İran petrol şirketini millileştirmek oldu.
Ancak ajan Darbyshire, MI6’nın Musaddık’ı devirmek istemesinin ana nedeninin, İngiltere’nin, Musaddık’ın Sovyet etkisine gireceğinden korkması olduğunu söyledi.
İngiltere’nin ilk darbe girişimi kapsamında, 1951’de İngiliz Başbakan Yardımcısı Anthony Eden, üst düzey yetkililerine danışmadan, ajan Robert Zaehner’i Meclis üyelerine ve diğer önde gelen İranlılara rüşvet vermekle görevlendirdi.
“Darbe, 700 bin sterline mal oldu”
Bu süreçte 1,5 milyon sterlinin üzerinde para harcanmasına rağmen başarısız olundu ve sonrasında Darbyshire’dan şiddet de içerebilecek alternatif bir plan yapması istendi. Darbyshire, bu konuda, “Darbe, 700 bin sterline mal oldu. Biliyorum çünkü ben harcadım.” dedi.
Darbyshire’ın darbe planı, Musaddık’ın İngiltere ile ilişkileri kesip, diplomatlarını ve casuslarını sınır dışı etmesiyle Ekim 1952’de sekteye uğradı. Bunun üzerine Darbyshire, Beyrut’taki CIA yetkililerinin kapısını çalarak onları ikna etmeye çalıştı.
Darbeye soğuk bakan ABD’nin tavrı, Dwight Eisenhower’ın Ocak 1953’te başkan olarak göreve gelmesiyle değişti. Bundan sonra iki ülkenin istihbaratları birlikte çalışmaya başladı.
Hatta bir noktada, Darbyshire ve CIA’deki mevkidaşı Stephen Meade, Şah’ın kız kardeşi Eşref’i Paris’te ziyaret ederek, ondan Tahran’a gidip kardeşini ikna etmesini istediler.
“Musaddık’ın kaderi göreve geldiği an belirlenmişti”
Darbyshire, Nisan 1953’te Musaddık’ın polis şefi General Mahmud Afşartus’un kaçırılmasını organize ettiği itirafında da bulunurken, generalin öldürülmesinin plan dahilinde olmadığını öne sürdü.
19 Ağustos 1953’te başarılı olan darbenin ardından Musaddık yargılandı ve 14 yıl sonra ölene kadar ev hapsinde tutuldu. Darbyshire’a göre, Musaddık’ın kaderi göreve geldiği an belirlenmişti.
İngiltere’nin darbedeki rolü bilinse de bugüne kadar İngiltere tarafından itiraf edilmiş değil. Bu nedenle röportaj, Londra’nın rolünün açıkça itiraf edilmesi açısından önem taşıyor.