İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılmak için gün sayıyor. Tabii süreç devam edecek. Ancak Brexit’le gelen karmaşa, ülke ekonomisine zarar veriyor. Brexit maliyeti, İngiltere’nin AB’ye toplam katkısına neredeyse yaklaştı.
İngiltere nihayet bu ay sonunda Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmaya hazırlanıyor. Ancak Brexit’in getirdiği belirsizlik, ülke ekonomisine ek yük oldu.
İngiltere’nin tam bir karmaşaya dönüşen Avrupa Birliği’nden çıkış yani Brexit süreci, çok değil bundan kısa bir süre sonra, İngiltere’nin son 47 yılda AB bütçesine yaptığı ödemelerden daha fazlasına mal olacak gibi görünüyor.
Business Insider internet sitesinin, ekonomi kanalı Bloomberg’ün analizine dayandırarak hazırladığı habere göre, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıp, 130 milyar sterline ulaştı ve bu yılın sonuna kadar 203 milyar sterline çıkması bekleniyor.
İngiltere’de Avam Kamarası milletvekillerine brifing veren bağımsız araştırma ve bilgilendirme birimi House of Commons Library’nin verileri, 1973’ten beri AB’nin bütçesine yapılan toplam ödemenin 215 milyar sterlin olduğunu gösteriyor.
Brexit nedeniyle Birleşik Krallık’ın reel gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) kayıplarına yıllara göre bakarsak, AB referandumunun yapıldığı 2016’da bunun yarım milyar sterlin, 2017’de 22,2 milyar sterlin, 2018’de 69 buçuk milyar sterlin, 2019’da 132,8 milyar sterlin olduğunu görebiliyoruz.
İngiltere, Galler, Kuzey İrlanda ve İskoçya’dan oluşan Birleşik Krallık’ta, Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı ancak İskoçya halkı, yüzde 62 ile referandumda “hayır” oyu vermişti.
Eski Başbakan Theresa May liderliğindeki azınlık hükümeti ise AB ile varılan Brexit anlaşmasını parlamentodan geçirmeyi başaramadı. 29 Mart’ta gerçekleşmesi gereken Brexit önce 31 Ekim’e, ardından da 31 Ocak 2020’ye ertelendi.
Brexit anlaşmasını geçirmekte zorlanan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, 12 Aralık’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 43,6 oy alarak 365 milletvekili çıkardı ve tek başına iktidara geldi.
Elde ettiği zaferle Brexit karşıtları karşısında eli güçlenen Johnson, seçim sonrası tasarıyı parlamentoya getirdi ve ilk oylamada metin 234’ye karşı 358 oyla kabul edildi.
Geçen yıl yapılan kamuoyu yoklamalarına göre ise İngilizlerin yarıdan fazlası, AB/Brexit’i İngiltere’nin karşılaştığı en önemli sorun olarak görüyor.
Ayrıca İngiltere 10 gün sonra Avrupa Birliği’nden “hukuki” olarak çıkıyor ancak bu bir son değil. Bu ayrılıktan sonra Birleşik Krallık’ın önünde daha zorlu geçeceği öngörülen bir başka süreç daha var. Taraflar, gelecekteki ilişkiler hakkında ayrıntılı görüşmeler yapacak. 25 Şubat’ta, Avrupa Bakanlarının Brüksel’de toplanması planlanıyor. Haziran ayında AB-İngiltere zirvesinin yapılması bekleniyor.
31 Aralık, uzatılmaması ve bir anlaşma çıkması şartıyla, yeni düzenlemeler ve haliyle yeni bir ilişkinin yürürlüğe gireceği gün demek. Tabii önümüzde uzun bir süre var.
AB ile yeni ticaret ilişkisini kabul eden İngiltere’nin hazırlığı, “AB’nin ticari rakibi olma” yönünde. AB ise, İngiltere ile nasıl bir ticari ortaklık yürüteceğini, olası müzakereleri şimdiden planlıyor. 2020 sonuna kadar ikinci bir anlaşmaya varamamak mı? İşte bu, mal ve hizmet ticareti yaparken daha yüksek maliyetler ve engeller anlamına geliyor. Yani Brexit’in yıllık maliyetinin artmaya devam etmesi muhtemel. İngiltere’nin ticaret görüşmeleri için AB’den önce ABD ile masaya oturacağını da ekleyelim.