Oylama Avrupa Birliği (AB) liderlerinin olağan zirvesinden hemen önce, 20 Mart Çarşamba günü yapılabilir. May, milletvekillerine anlaşmayı onaylarlarsa, artık teknik olarak yetişmeyeceği belli olan 29 Mart’taki çıkış tarihinde kısa bir erteleme ile Brexit sürecinin başlayabileceğini söylüyor. Başbakan, anlaşmanın tekrar reddedilmesi halinde Avrupa Birliği’nin Brexit sürecinin bir yıldan uzun bir süre ertelenmesi yönünde karar alabileceğine dikkat çekerek, meclis çoğunluğunu ikna etmeye çalışıyor.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, eğer İngiltere Brexit stratejisini gözden geçirme gereği duyuyorsa AB liderlerinin “uzun bir erteleme” önerisine açık olabileceklerini kaydetmişti.
Ancak anlaşma konusunda Başbakan May’in kendi partisi ve müttefikleri arasında, anlaşmadaki Kuzey İrlanda sınırı ile ilgili güvence maddesiyle ilgili tereddütler sürüyor.
Bu milletvekilleri AB’nin Kuzey İrlanda güvence maddesini bahane ederek bölge ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınırı belirsiz bir süre açık tutabileceğinden dolayısıyla Kuzey İrlanda üzerinde Britanya’nın egemenlik haklarının çiğneneceğinden endişe ediyorlar.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn ise iki kez reddedilen bir anlaşmanın bir kez daha meclise getirilmesine karşı çıktı.
İşçi Partisi liderliği AB ile ayrılığın gümrük birliğinin korunması, AB serbest piyasasına yakın bir mesafede kalınması ve AB yasalarıyla kazanılan işçi haklarının korunması temelinde düzenlenmesini savunuyor.
Bu hafta neler oldu?
Geçtiğimiz günlerde Avam Kamarası’nda Brexit ile ilgili bir dizi oylama yapıldı: Salı günü milletvekilleri Başbakan May’in anlaşma taslağını ikinci kez ve 149 oy farkla reddetti.
Çarşamba günü yapılan oylamada İngiltere’nin AB’den anlaşma sağlanmadan ayrılmaması yönündeki önerge kabul edildi.
Perşembe günü Avam Kamarası 29 Mart’ta ayrılık sürecinin başlamasına ilişkin takvimde uzatma istenmesini 413’e 202 oyla onayladı.
Ne var ki ayrılığın 29 Mart’ta gerçekleşmesini öngören yasa henüz değişmiş değil, bu nedenle Çarşamba ve Perşembe günü onaylanan önergelerin hukuki açıdan bağlayıcılığı yok.
Dolayısıyla teknik olarak bu yasa değişmedikçe ve AB’den de onay alınmadıkça, bir anlaşma onaylansa da onaylanmasa da, İngiltere’nin AB’den ayrılma tarihi 29 Mart.
Erteleme olacak mı?
Hukuken bir erteleme olması hala şart değil ama siyaseten ertelemeden kaçınmak artık pek mümkün görünmüyor.
Perşembe günü yapılan oylamada parlamento erteleme konusunda iki seçenek bulunduğunu kabul etmiş oldu:
Eğer gelecek hafta May’in anlaşma taslağı onaylanırsa o zaman başbakan 21 Mart günü Brüksel’de toplanacak AB liderlerinden en geç 30 Haziran’a kadar sürecin ertelenmesini isteyecek. Bu durumda İngiltere’nin Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılması gerekmeyecek.
Fakat May’in anlaşma taslağı üçüncü kez reddedilirse AB muhtemelen daha uzun bir erteleme kabul edebilecek ve bu durumda İngiltere’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılması gerekebilecek.
Şunu da unutmamak gerekiyor ki, herhangi bir erteleme önerisinin 27 AB üyesi tarafından kabul edilmesi gerekiyor.
May’in önerisi üçüncü oylamada geçebilir mi?
Bu henüz belli değil.
Başbakan May geçen Salı günü anlaşma taslağını ikinci kez onaya sunmadan önce Strasbourg’da yaptığı görüşmelerde Kuzey İrlanda sınırıyla ilgili güvence maddesiyle ilgili kaygıları gidermeye yönelik bazı yazılı güvenceler almıştı.
Fakat Salı günkü oylamada, karşı oyların sayısındaki düşüş bir kısım milletvekilini ikna etmeyi başardığını gösterse bile, yeterli desteği sağlamasına yetmedi. Ocak ayında yapılan ilk oylamayı 230 oy farkıyla kaybetmişti, Salı günkü ikinci oylamayı 149 oy farkla kaybetti. Sayısal olarak bakıldığında gelecek hafta yapılacak üçüncü oylamada May’in anlaşmayı geçirebilmek için lideri olduğu Muhafazakar Parti’deki AB karşıtlarını, Kuzey İrlanda’nın azınlık hükümetine destek veren muhafazakar Demokratik Birlik Partisi’ni (DUP) ikna etmekle kalmayıp bir grup İşçi Partili milletvekilini de yanına çekmesi gerekiyor.
Partilerin çizgileri ne?
Geçen hafta yapılan oylamalar parlamentodaki en büyük iki partinin kendi içlerindeki ayrılıkları da bir kez daha gözler önüne serdi. Muhafazakar Parti’nin milletvekillerinin yarıdan fazlası, hatta hükümetin 7 bakan ve bakan yardımcısı Başbakan May’in sunduğu önergeye karşı oy kullandı.
İşçi Partisi saflarında da ayrılıklar var.
Perşembe günü sunulan Brexit konusunda yeni bir referanduma gidilmesi konulu önergeye, “çekimser” kalınması yönündeki grup kararına rağmen, İşçi Partili 24 milletvekili olumlu, 17 milletvekili ise karşı oy kullandı. Grup kararını çiğneyen milletvekillerinden beşi parti içindeki görevlerinden istifa ettiler.