İngiltere’nin AB’den ayrılma sürecinde (Brexit) AB üyesi İrlanda ile Britanya’ya bağlı Kuzey İrlanda arasındaki sınırın durumu en önemli pürüzü oluşturuyor. AB, İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki sınırın açık kalması için ısrar ediyor. Britanya’da özellikle de kesin ayrılıktan yana olan kesim ise İrlanda’nın Londra’ya ticari bağımlılık nedeniyle tavizler vermek zorunda kalacağı görüşünde. Peki AB üyesi İrlanda, Britanya’ya ekonomik olarak ne kadar bağımlı?
İrlanda’nın Avrupa Bakanı Helen McEntee’nin BBC’de yayınlanan mülakatı, Brexit’ten duyulan hayal kırıklığının İrlanda’da öfkeye dönüşmesinin nedenlerine ışık tutar nitelikteydi. Mülakatta, John Humphrys hükümetin İrlandaları ayıran sınır konusundaki görüşlerini sorduktan sonra sözü İrlanda ile Britanya arasındaki ilişkilere getirdi. Humphrys Britanya’nın ekonomik bakımdan İrlanda için son derece önemli olduğunu ve İrlanda’nın ihracatının yarısını Britanya’ya yaptığını söyledikten sonra bakana şu soruyu sordu: “Dublin Britanya’nın ortak pazarda ve gümrük birliğinde kalmasında ısrar edeceğine neden Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılıp Britanya ile kader birliği yapmıyor?”
Bu sözler İrlanda Cumhuriyeti’nde kızgınlık ve şok yarattı. Egemen bir devletin bakanına neden eski egemenin sömürgesi statüsüne geri dönmediğinin sorulması dünyanın hiçbir yerinde hoş karşılanmaz. Humphrys’in ekonomik konuları öne çıkarması, garip bir şekilde tarihe atıfta bulunmasından daha da ilginçti. Humphrys İrlanda’nın İngiltere’ye ihracat oranını epey şişirmişti ve Avrupa Bakanı McEntee bu yanlışı hemen düzeltti. Ancak bu soru Britanya’daki Brexit tartışmalarının en önemli başlıklarından birini oluşturuyor. İrlanda’nın ekonomik bakımdan Britanya’ya son derece bağımlı olduğu ve anlaşmasız ayrılığın İrlanda’ya Britanya’dan fazla zarar verecek olması nedeniyle Dublin yönetiminin sınırla ilgili taleplerinden ister istemez vazgeçeceği öne sürülüyor.
Değişen ilişkiler
Bu iddia doğru olabilir mi? Önce, İrlanda’nın ihracatının yarısını Britanya’ya yaptığı ifadesi doğru değil. İrlanda ihracatının 2016 yılında yüzde 11’ini, 2017 yılında ise yüzde 12’sini Britanya’ya yaptı. Mal ve hizmet ihracatının toplamı da 2017’de İrlanda’nın ihracat istatistiklerine sadece yüzde 16,4 oranıyla yansıdı.
Leo Varadkar’ın İrlanda Başbakanı olmadan önce, 2016 Haziranındaki AB referandumunun ardından paylaştığı rakamlar temel alınan yıllar açısından ekonomik önem arz ediyor. 1979 yılında İrlanda para birimi Punt ile İngiliz Sterlini arasındaki bağlantı kaldırılmış, 2002 yılında İrlanda Avrupa ortak para birimi Euro’ya geçerken Britanya Sterlinde kalmaya karar vermişti.
2002 yılında İrlanda Büyük Britanya’ya daha fazla mal ve hizmet ihraç etmişti. İrlanda İstatistik Dairesi’nin rakamlarına göre İrlanda o yıl ihracatının yüzde 23,9’unu Britanya’ya, yüzde 40’ını ise AB’deki ortaklarına yapmıştı. ABD’nin İrlanda’nın ihracatındaki payı ise yüzde 16’yı buluyordu.
İrlanda’nın Euro Bölgesi’ne dahil olmasıyla ülkenin ihracat yapısı değişmeye başladı. Resmi rakamlara göre İrlanda Cumhuriyeti 2018 yılının Kasım ayı sonuna kadar Britanya’ya 14,6 milyar euro tutarında mal ve hizmet ihraç etti. Bu rakam toplam ihracatın yüzde 11’ine tekabül ediyor. İrlanda aynı dönemde ABD’ye 36,4 milyar, Britanya dışındaki AB ülkelerine ise 49,7 milyar euroluk ihracat yaptı.
Gıda ticaretinin önemi
Son 20 yılda İrlanda’nın ihracat haritasında önemli değişiklikler olmasına rağmen bazı branşlarda Britanya pazarı bu ada devleti için oldukça önemli sayılıyor. Bu branşların en önemlisi gıda maddesi ve içecek. 2016 yılında İrlanda’nın dışarıya sattığı sığır etinin yaklaşık yarısını Britanya aldı. İrlanda sütünün yüzde 82’si Britanya’da tüketildi. Brexit’in İrlandalı üreticiyi zor durumda bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Brexit ihracat kadar İrlanda’nın ithalatını da etkileyecek. İrlanda’ya en fazla ihracat yapanların başında Britanya geliyor. 2017 yılında Britanya menşeli ürünlerin ithalattaki payı yüzde 24’ü buluyordu. İrlanda aynı yıl ithalatının yaklaşık yüzde 40’ını Britanya dışındaki AB ülkelerinden yaptı. Uluslararası Kalkınma Müsteşarlığı görevinde de bulunmuş olan İngiliz Muhafazakâr Parti üyesi Priti Patel anlaşmasız Brexit’in İrlanda’da gıda maddesi sıkıntısına yol açma tehlikesi nedeniyle Dublin yönetiminin tavize zorlanabileceği görüşünü kısa süre önce dile getirmişti.
Patel’in sözleri 1840’lı yıllardaki açlık felaketinin halkın hafızasına kazındığı İrlanda’da tepkiyle karşılandı. Dublin hükümeti, İrlanda’nın aldığından fazla gıda maddesi sattığını ve 2017 yılında dünyanın gıda güvenliği en yüksek ülkelerinden biri olduklarını hatırlatmak zorunda kaldı. Yine de İrlanda Cumhuriyeti’nin, Britanya’nın AB’den anlaşmaya varmadan ayrılması durumunda 19 milyar euroluk ithalatını ikame edecek pazarlar bulması gerekecek.
Britanya köprüsü sallanıyor
Brexit sonrasının çetin cevizlerinin başında, lojistik hizmetleri ve İrlanda’nın kıta Avrupası ile ticari bağlantılarında Britanya’nın oynadığı köprü rolünün tehlikeye girmesi geliyor. İrlanda menşeli ürünler Dover’den kalkan gemilerle en kısa zamanda Avrupa’ya ulaştırılabiliyor.
Britanya’nın AB üyeliğinin sona ermesiyle birlikte gümrük işlemleri ile ek maliyetler hızla Avrupa pazarlarına ulaşmaya çalışan İrlandalı ihracatçı için dezavantaj olacak. İrlanda şirketleri maliyet artışından ve gümrükteki muhtemel gecikmelerden etkilenmemek için şimdiden Hollanda ve Belçika limanlarına doğrudan sefer yapan Ro-Ro gemilerinden yararlanıyor. Ro-Ro’lara konteyner taşıyan TIR’lar yüklenebildiğinden en kısa yoldan tüketiciye ulaşması gereken taze ürünlerin naklinde bu yöntem tercih ediliyor.
Devlet İstatistik Dairesi’nden alınan rakamlara göre 2017 yılında İrlanda limanlarında yüklenen 553 bin 630 konteynerin yaklaşık tamamı AB ülkelerine gönderildi. Britanya üzerinden kıta Avrupası’na nakledilen konteyner sayısı ise 475 bini buldu. İrlanda’nın AB’ye entegrasyonunda kaydedilen ilerlemeye paralel olarak Britanya’nın bu ülkenin dış ticaretindeki öneminde azalma oldu. Yine de İrlanda’nın Britanya üzerinde yaptığı ihracatın nasıl ikame edilebileceğine dair bir B planına ihtiyacı olacak.