İngiltere’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılmasıyla (Brexit) ilgili taslak anlaşma Londra’da siyasi krize neden oldu.
Aralarında Brexit Bakanı Dominic Raab ve Çalışma ve Emeklilik Bakanı Esther McVey’in de bulunduğu bazı hükümet üyeleri istifa etti. Başbakan Theresa May ise hem parlamentoda hem de düzenlediği basın toplantısında anlaşmayı savundu.
Theresa May, düzenlediği basın toplantısında, “Bunun doğru yol olduğuna tüm hücrelerimle inanıyorum… Bu anlaşma halkın (referandumdaki) oyunu hayata geçirirken, ulusal çıkarlara da uygun” dedi.
May, ayrıca bu anlaşmayla İngiltere’nin sınırlarını yeniden kontrol etmeye başlayacağını, parasının kontrolünü tekrar ele alacağını ve AB’nin ortak balıkçılık ile tarım politikalarından çıkacağını da vurguladı.
Taslak anlaşmada, serbest dolaşımın sona ermesi ve AB ile İngiltere arasında “tek gümrük bölgesinin” kurulması, İngiltere’nin 29 Mart 2019’da AB’den ayrılmasının ardından 21 aylık bir geçiş sürecine geçilmesi öngörülüyor.
May gün boyunca yaptığı açıklamalarla anlaşmayı savunmuş olsa da en büyük tepkisi partisinden gördü.
Sabah saatlerinde Brexit Bakanı Raab istifa etti.
Raab, anlaşmayı “vicdanı rahat bir şekilde destekleyemeyeceğini” belirterek, “Kuzey İrlanda için önerilen yönetim anlayışını İngiltere’nin bütünlüğü için ciddi bir tehdit” olarak nitelendirdi.
Raab’dan kısa bir süre sonra da Çalışma ve Emeklilik Bakanı McVey istifasını açıkladı.
McVey, “Dün kabineye getirilen anlaşma, referandumun sonucuna saygı göstermiyor” dedi.
Bugün ayrıca dört bakan yardımcısı da görevi bıraktıklarını açıkladı.
Raab’ın istifasının ardından İngiliz Sterlini sert şekilde düştü ve yüzde 1,1 değer kaybederek ABD Doları karşısında 1,28 seviyesine geriledi.
MUHAFAZAKAR PARTİ’DEN GÜVEN OYLAMASI GİRİŞİMİ
İngiltere’nin AB’den tamamen çıkmasını ve gümrük birliği yerine bir serbest ticaret anlaşması yapması savunan iktidardaki Muhafazakar Parti milletvekilleri ise May’e karşı harekete geçti.
Anlaşmanın yayımlanmasının ardından bazı milletvekilleri May’e pozisyonunu korumaya devam etmesi için konusunda güvensizliğini resmi olarak iletti ve güven oylaması için imza toplanmaya başlandı.
Bu kişiler arasına bugün Brexit yanlısı Muhafazakar Parti’nin güçlü isimlerinden Jacob Rees-Mogg da katıldı.
Muhafazakar Parti tüzüğü gereği böyle bir oylama yapılabilmesi için partinin 48 milletvekilinin imza vermesi gerekiyor.
Henüz kaç milletvekilinin oylama istediği ise belirsiz.
ANLAŞMADAN MUHALEFET DE MEMNUN DEĞİL
Muhalefet partileri de varılan anlaşma taslağından memnun olmadıklarını açıkladı.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn, parlamentodaki oturum sırasında yaptığı konuşmada hükümetin kaos içinde olduğunu söyledi.
Corbyn, “Üzerinde uzlaşılan AB’den ayrılma anlaşması İngiltere’ye muazzam ölçüde zarar veren bir metin… Raab bu anlaşmayı destekleyemiyorsa, milletvekilleri de destekleyemez” diye konuştu.
İşçi Partisi lideri hükümetten anlaşmayı geri çekmesini istedi, parlamentonun anlaşma olmadan AB’den ayrılma ve bu anlaşma ile AB’den ayrılma arasında yanlış bir seçim yapmayacağını umduğunu söyledi.
Corbyn, “Hükümet kabinenin, parlamentonun, ülkenin tamamının desteğinin olmadığı açık olan bu iyi hazırlanmamış anlaşmayı geri çekmeli” dedi.
İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon ise Brexit’in İskoçya’nın İngiltere’den ayrılmasına ilişkin tezi güçlendirdiğini söyledi.
Sturgeon, İskoçya Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “O zaman geldiğinde, ki gelecek, İskoçya’nın halkının bağımsız olmayı seçeceğinden şüphem yok” dedi.
AB CEPHESİNDE NELER YAŞANDI?
Taslak metnin açıklanması Londra’da siyaset sahnesinin hareketlenmesine neden olurken, AB de 25 Kasım Pazar günü Brexit gündemiyle olağanüstü toplanacağını açıkladı.
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, May’in zirvede görüşülecek olan metni imzalamasını beklediklerini belirtti.
AB’nin Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier ile birlikte Brüksel’de bir basın toplantısı düzenleyen Tusk, Brexit’in özünde bir “kaybet-kaybet'” senaryosu olduğunu yineledi ve müzakerelerin aslında bir “hasarı asgari düzeye indirme çabası” olduğunu vurguladı.
Barnier, “İki tarafın da önünde hala uzun bir yol var” dedi. (BBCTÜRKÇE)