İngiltere Başbakanı Theresa May, beş saat süren kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, AB’yle vardığı birlikten çıkış anlaşmasının müzakere edilebilecek en iyi anlaşma olduğunu söyledi ve “Kabinenin ortak kararı hükümetin çekilme anlaşması taslağına destek vermesi yönünde oldu” dedi.
May, “uzun, ayrıntılı ve tutkulu” geçtiğini söylediği toplantıdan sonra basına yaptığı kısa açıklamada, “Bu tamamen ulusal çıkarlarımıza uygun ve referandumdaki vaadi yerine getiren bir anlaşma. Bu karar istihdamı ve Birleşik Krallığı koruyor. Bu karar yoğun bir şekilde incelenecek, ancak karar ülkemiz için bir gelecek inşa etmek ve başa dönüp, referandumdaki vaadi yerine getirmemek arasındaydı” dedi.
Kabinesinden aldığı desteği Brexit için “belirleyici bir adım” diye niteleyen May, bu adımın anlaşmanın önümüzdeki günlerde sonuçlardırılmasının önünü açtığını vurguladı.
May ayrıca, bugün parlamentoya da bir açıklama yapacağını kaydedip, başbakanlık konutuna geri döndü.
May’in kabinenin “ortak karar aldığı” vurgusuyla, herhangi bir istifa olmayacağının sinyalini de verdiği belirtiliyor.
Ancak BBC Muhabiri Laura Kuenssberg dokuz bakanın anlaşmaya karşı açıklamalar yaptığını vurguladı ve kararın “kesinlikle oybirliğiyle alınmadığını” söyledi.
Taslak Brexit anlaşması ve gelecekteki AB-İngiltere ilişkilerinin nasıl şekilleneceğine dair açıklama AB tarafından yayımlandı.
Bazı Muhafazakâr Partili milletvekillerinin anlaşmaya kızgın olduğu ve İngiltere’yi önümüzdeki yıllarda AB kurallarına bağlı kılma anlamına gelebileceğini söyledikleri belirtiliyor.
Başlıca Brexitçilerden Jacob Rees-Mogg da uzlaşmayı “çürümüş bir anlaşma” diye tanımladı.
SIRADA PARLAMENTO VAR
May için bir sonraki aşama anlaşmayı parlamentonun da onayından geçirmek.
May kabinesinin desteğini almış olmasına karşın, şimdi Parlamento onayı almak için zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya.
Hükümete dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisi (DUP) anlaşmayı eleştiriyor.
İRLANDA SINIRI NEDEN SORUN OLUŞTURUYOR?
Bir ada ülkesi olan Birleşik Krallık’ın Brexit sonrasında Avrupa Birliği ile tek sınırı, Birleşik Krallık içinde yer alan Kuzey İrlanda ile Avrupa Birliği içinde yer alan İrlanda Cumhuriyeti arasındaki kara sınırı olacak.
Bu sınır, Kuzey İrlanda’nın İrlanda ile birleşmesini savunan Cumhuriyetçiler ile İngiliz hükümeti ve destekçileri arasında on yıllar süren çatışmalara tanıklık ettiği için Brexit’in en önemli konularından biri olarak görülüyor.
1998’de Birleşik Krallık, İrlanda ve Kuzey İrlanda’daki siyasi partiler arasında imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması, adadaki çatışmalara son vermişti.
Birleşik Krallık ve İrlanda’nın Avrupa Birliği içinde yer alması, İrlanda ve Kuzey İrlanda’nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını, sınırın iki tarafındaki insanların da diğer tarafta serbestçe yaşaması, dolaşması ve çalışmasını sağlamıştı.
Brexit’le birlikte Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması, son yıllarda varlığı hissedilmeyen bu sınırı daha belirgin hale getirecek. Sorun, bu sınırın nasıl işlemesi gerektiği konusunda tüm tarafların uzlaşabildiği bir çözümün bulunamamış olması.
Sert Brexit yanlıları Birleşik Krallık’ın sadece AB’den değil, aynı zamanda Avrupa ortak pazarı ve gümrük birliğinden de çıkmasını savunuyor. Fakat bu senaryoda İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki ticaretin gümrük vergisine tabi olması, sınır geçişlerinin kontrol edilmesi ve adanın iki tarafındaki halkın diğer tarafta yaşama ve çalışma hakkının kısıtlanması gündeme geliyor.
Yumuşak Brexit yanlıları ise Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılıp Avrupa ortak pazarı ve gümrük birliğinde kalmasını savunuyor. Bu senaryoda adanın iki tarafındaki halkın iki tarafta da çalışması ve serbestçe ticaret yapması mümkün.
Fakat bu senaryo Birleşik Krallık’ın hem AB’den ayrılıp hem de gümrük birliği ve ortak pazar nedeniyle AB’nin kurallarına tabi olmasını ve üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalayamamasını gündeme getiriyor. Bu da Birleşik Krallık’ın AB yönetimindeki söz hakkını bırakıp, kurallarına tabi olmaya devam ettirmesi nedeniyle sert Brexit yanlıları tarafından eleştiriliyor.
Hem Avrupa Birliği hem Birleşik Krallık adada “fiziki bir sınır” istemediklerini söylüyor.
Tüm tarafları memnun eden bir anlaşmaya varılamaması durumunda Kuzey İrlanda’daki İrlanda ile birlik yanlıları ile Birleşik Krallık ile birlik yanlılarının arasındaki gerilimin artmasından endişe ediliyor. (BBCTÜRKÇE)