İNGİLTERE’DE kamu alanlarında yapılan kesintiler en çok sağlık, eğitim ve konut alanlarını etkiledi. Emekçilerin, bu kesintileri günlük yaşamlarında daha derinden hissetmeye başladıkları iki senelik bir süreçten geçtik. Bu alanlardan biri sağlık hizmetleridir. NHS’de özelleştirme politikaları ve buna karşı mücadele, bu dönemde kritik bir noktaya geldi. Örneğin; Kasım 2017’deki bütçesinde de NHS’e ek olarak 4 milyar pound ihtiyaç olduğu belirtilmesine rağmen, hükümet sadece 2.8 milyar pound ek yardım yapılacağını açıkladı. Ancak Mental Health (Ruh Sağlığı) alanına ek gelir verilmedi. Mental Health Çare bütçesinde 4.5 milyon pound kesintiye gidildi. Halbuki NHS England bu alanda Şubat 2016’da 1 milyar pound ihtiyaç olduğunu belirtmişti.
Yeterince bütçe ayrılmaması devam ederken, hükümet geçen sene Virgin Çare adlı özel şirketle 200 milyon poundluk kontrat imzaladı ve en karlı olduğu düşünülen servislerin bu şirkete verildiği belirtiliyor. Neoliberal politikaların sonucu var olan kamu alanlarının özelleştirilmesi ve yeterli bütçe ayrılmaması, günlük yaşantımızda etkisini şu örneklerle göstermiştir:
-Aralık 2017 verilerine göre en az 21 hastane Black Alert’da. Bu durum, hastaların güvenliğini sağlama garantisi olmaması demek.
-2017 Noel haftasında 16900 kişi NHS ambulanslarında, acil serviste bekletildi. 4 saat ambulans beklerken veya hastane koridorlarında ölen hastalar var.
55 BİN AMELİYAT GECİKTİ
Tüm bunlar; NHS üzerinde hem çalışanların, hem hastanelerin bakımı, araç gereç ihtiyaçlarının karşılanması için yeterli bütçe ayrılmaması, bütçe kesintisi politikalarının bir sonucudur. Bu durum sağlık emekçileri açısından, hastane çalışanlarının fazla çalışma sonucu aşırı gergin olmalarını, hata yapmalarını, hasta güvenliğinin tehlikeye atılmasını ve çalışanların bu durumla baş edememesi sonucunu doğurmaktadır.
Dünyanın 6. zengin ülkesi olan İngiltere’de sağlık hizmeti, dünyanın çok daha az gelişmiş ülkelerinin sağlık hizmetlerine dönüştürüldü. İktidardaki Muhafazakar Parti, ülkenin ekonomik koşullarından dolayı değil, kendisinin bilerek sağlık hizmetine uyguladığı bir tercih olduğu bilinmektedir. Sağlık Servisi’ni yok etmeyle karşı karşıya bıraktılar. Birçok özel şirketle anlaşarak, sağlık hizmetlerini özelleştirmeye çalışıyor. Hükümet, bu konuda ek bütçe ayırmak bir tarafa, sağlık servisinde çalışan ve onu kullanan her kesimi kötü gidişat konusunda suçluyor. Hastalar, hemşireler, doktorlar, göçmenler, yaşlılar, Sağlık Bakanı Jeremy Hunt tarafından günah keçisi ilan edilen kesimlerden bazıları.
İnsanlar, boş vaatlerde bulunan ve halkın sağlığını tehlikeye atan politikacılardan artık bıktı. Başta, Ulusal Sağlık Servisi’ne gereken bütçenin ayrılmasının yanı sıra, var olan tüm özelleştirme planlarının sonlandırılması ve sağlık sisteminde özelleştirilmiş bölümlerin tekrardan kamulaştırılması isteniyor.
DAY-MER’liler Türk ve Kürt kökenli emekçiler olarak People’s Assembly ve sağlık alanında kampanya yürüten grupların örgütlendiği “Ulusal Sağlık Servisi’ndeki Krize Son” adlı yürüyüşe birlikte katılmaya, her ulustan emekçiyle mücadelelerini dosta düşmana göstermeye çağırıyor.
Yürüyüş bilgileri
Tarih: 3 Şubat 2018, Cumartesi
Yürüyüş toplanma noktası: Assemble Gower Street, Central London, WC1, saat 12’de
Yürüyüş bitiş noktası: Başbakanlık Önü
DAY-MER buluşma: Londra Toplum Merkezi (DAY-MER-Tottenham), Saat 11.00’de