Fransız tarihçi ve sosyolog Jean Bauberot, Le Monde gazetesine verdiği demeçte, söz konusu tasarının “radikal İslamcılıkla” mücadele etmeyi hedeflediğini ancak camilere ve derneklere yönelik kontrol ve denetimleri artıracağını ifade etti.
Bauberot, tasarının temel özgürlüklere aykırı olduğunu, devlet ile toplum arasındaki ilişkileri değiştireceğini kaydetti.
Bauberot, hükümetin, tasarıda dini derneklerin açılması için idari iznin şart koşulmasına ilişkin maddeden Danıştayın baskısıyla vazgeçtiğini aktardı.
Hükümetin laikliği güçlendirmeyi amaçladığını ancak bu tasarının laiklik ilkesini ihlal ettiğini belirten Bauberot, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Aşırıcılıkla mücadele özgürlüklere aykırı olacak ve toplumun bir kısmının dışlanmışlık duygusunu pekiştirecek şekilde yapılmaması gerekiyor. Bugün, sosyal boyutu bir kenara bırakarak kısıtlamaları güçlendirmeyi seçen hükümetin stratejisinin aradığı sonucun tam tersinin olmasından korkuyorum.”
Bauberot, Paris yönetiminin stratejisinin, 2022’de düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağcı adayları elemeye yönelik olduğunu ve tehlikeli bulduğunu belirtti.
Ülkede Fransız vatandaşlığına sahip genç Müslümanların bunda yer almayacağını ifade eden Bauberot, dini derneklerin yönetimi ve radikalleşmeye karşı mücadelenin birbirlerinden ayırt edilmesi gerektiğini kaydetti.
“İslamcı ayrılıkçı” olarak bilinen ve adı “Cumhuriyet prensiplerini güçlendiren” olarak değiştirilen yasa tasarısıyla camilerin finansmanının daha sıkı şekilde denetlenmesi, Müslümanlar üzerindeki baskıyla Müslüman derneklerin kontrolünün artırılması, din görevlilerinin yurt dışından gelmesinin engellenmesi hedefleniyor.
Bakanlar Kurulunda bu hafta onaylanan tasarı, Ulusal Mecliste görüşülecek.