İnsanların evrimiyle alakalı çalışmalar sonucunda, anatomimiz son 250 yılda daha önceki evrimleşme sürelerinden daha hızlı gelişim gösterdiğimizi ortaya çıkarıyor..
Yapılan araştırmaya göre insan ırkı son 250 yılda herhangi bir zamandan daha hızlı biçimde gelişmeye devam ettiği için bebekler artık 20’lik yaş dişleriyle doğmuyor. Daha kısa yüzler ve yüz hatları, ayaklarda ve bacaklarda ekstra kemikler ve anatomik olarak belirlenebilen bir dizi farklılık bunların arasında.
Avustralyalı bilim insanları, insanların doğal seleksiyon sonucu “rahat durumuna” ulaştıklarında kısa bir süre içinde evrimsel değişikliklerin meydana geldiğini ve mikroevrim yaşadıklarını söylüyorlar. Ayrıca uzmanlar modern ilaçlara ilişkin artan bilgilerin evrimin ilerlemesi için “oldukça elverişli” bir ortam yaratılmasını da yardımcı olduğunu söylüyorlar.
“EVRİM ASLINDA DURMADI”
Flinders Üniversitesi’nden Dr. Teghan Lucas, “Birçok kişi insanların evriminin durduğunu düşünüyor. Ama bizim araştırmanın evrim hâlâ devam ettiğini ve bunun hızının son 250 yıl içinde olandan daha hızlı olduğunu gösteriyor.” dedi.
Araştırmacılar evrimin devam ettiğine kanıt olarak insanların vücutlarında ayaklarında ya da bacaklarında ekstra kemiklere sahip olmasını gösteriyor. Ayrıca yeni doğan çocukların bazılarında 20’lik dişler ya geç oluşuyor ya da hiç oluşmuyor.
Bilim insanları, yukarıdaki görselde de yeni bir damar bağlantısının yaygınlaşmaya başladığını duyurdu.
Çoğu insan 4 adet bilgelik dişiyle dünyaya geliyor. İnsanın gelişmesi ve büyümesiyle birlikte 20 yaşından itibaren bu dişler kimilerinde çıkmaya başlarken, kimilerinde daha geç dönemlerde ortaya çıkıyor. Antropologlar bilgelik dişlerinin, sert ve pişmemiş yiyecekleri yerken insanlara yardımcı olacağına inanıyor. Ancak günümüzde bilgelik dişlerine olan ihtiyacımız hızla azalıyor. Hatta sizin de etrafınızda bu dişlere sahip olup, ama kısa süre içerisinde onları çektiren ya da daha çıkmadan ufak bir operasyonla aldıran tanıdıklarınız vardır…
Dr. Lucas, “Yüzlerimizin daha kısa olduğunu düşünürsek daha fazla dişe de yeterli bir alanımız kalmıyor. Çünkü yüzümüz kısa ise çenemiz de kısa oluyor” diyor. “Ateşi kullanmayı ve yiyecekleri daha çok işlemeyi öğrendiğimiz için bu zamanla gerçekleşiyor. Pek çok insan 20’lik dişleri olmadan dünyaya geliyor” diye de ekledi.
Bilim insanları 20 yaş dişi olarak bilinen dişin de evrimle birlikte kaybolduğunu duyurdu.
İNSANLARIN YÜZLER DAHA KISA
Uzmanlar dünyaya yeni gelen insanlardan yüzlerinin daha kısa olanların arttığını belirtiyor. Ayrıca çoğu yeni doğan kişinin ayaklarında iki veya daha fazla kemikli bağlantılar oluşabiliyor. Diz arkasındaki fabella adı verilen küçük kemikte insan evrimine katılan bir detay. Omurganın tabanındaki kemik olan sakral kanalın bir açıklığı olan “spina bifida occulta” vakası da ortaya çıkmaya başladı.
Dr. Lucas bu devrimin neden olduğuyla alakalı olarak, “Doğal seleksiyon dahilinde rahat bir yaşama geçen insanoğlu bulunduğu çevreye bu şekilde evrimsel değişikliklerle uyum sağlıyor. Bir tür olarak doğal seleksiyonun gen havuzundaki aykırı değerleri ortadan kaldırmadığı noktaya kadar ilerledik.” dedi.
Bilim adamları evrimin izlerini taşıyan bir örnek daha verdiler. İnsanların ön kolunda bulunan bir damarı işaret ederek kan damarının önceden doğumdan sonra kaybolduğunu ancak günümüzdeki modern insanlarda bu damarın giderek daha yaygın hale geldiğini belirtiler.
Dr.Lucas (ortadaki) meslektaşlarıyla kamuoyunu bilgilendirdi.
DAMAR YAYGIN BİR HALE GELDİ
Bu damar insan elini kan ile beslemek için vücudun gerek duyduğu bir noktada. Bu damar komşu olan diğer damarlar büyüdüğünde ortadan kaybolurdu ancak şimdi üç kişiden birinde bu damarla hayatına devam ediyor. Bu damarın sağlık riski oluşturmadığı hatta kan dolaşımına fayda sağladığı da belirtiliyor.
Araştırmacılar, 20. yüzyılda doğan bireylerin kayıtlarını inceleyerek birbirini takip eden nesillerdeki tutulma oranını araştırmayı başardıklarını da belirtiyorlar. Dr. Lucas, “18. yüzyıldan beridir anatomistler bu damarın prevalansını inceliyor ve bizim çalışmamız da bunun açıkça arttığını gösteriyor.” dedi. “Atardamar prevelansı, 1880’lerin ortalarında doğan insanlarda yüzde 10 seviyesindeyken 20. yüzyılın sonlarında doğanlarda yüzde 30 oldu.” diye ekledi.
Ayrıca Dr. Lucas, “Bu artış hamilelik sırasında annelerde medyan arter gelişimine veya sağlık sorunlarına ya da her ikisine ait olan genlerin mutasyonlarından kaynaklanmış olabilir. Bu eğilim böyle devam ederse insanların çoğunun 2100 yılına kadar ön kolun medyan arteri olacak.” açıklamasında da bulundu.
