En yakın kara yerleşimine 3 bin kilometre uzaklıkta bir ada düşünün. Havaalanı yok. Bir gemiyi kaçırırsanız, uzun bir süre orada kalmanız gerekiyor. Koronavirüsün uğramadığı Tristan da Cunha adasına hoş geldiniz.
“Başka yerde yaşayamam.”
Birkaç yıl önce BBC’ye konuşan Harold Green bunu söylemişti.
Ancak Tristan da Cunha’da yaşamak cesaret istiyor.
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olduğunu söylemek hafif kalır.
Eğer dünyanın yerleşim yerlerine en uzak adasına kendiniz gidip görmek isterseniz, bunun yolu şu:
Elbette “daha hızlı” başka bir seçenek daha var: SA Agulhas gemisiyle 6 gün süren bir yolculuk planlayabilirsiniz. Ancak bu, yılda bir kez yapılıyor ve geminin yolcu kapasitesi oldukça sınırlı.
İşte, Tristan da Cunha’ya ulaşım da oradan ayrılmak da bu kadar zor.
Tristan da Cunha’nın 245 sakininin tamamı (son sayıma göre 133 kadın, 112 erkek), Edinburgh of the Seven Seas yerleşiminde oturuyor.
Yerleşimde bir kafe, sosyal etkinlikler için bir salon, postane ve The Albatross isimli bir bar bulunuyor.
Adada, küçük ve modern bir hastane ve daha da küçük bir okul mevcut.
Yakın zamana kadar adanın tarım sorumlusu olarak çalışan Alasdair Wyllie, BBC’ye konuşarak, “Adadan ayrılmadığınız sürece, beraber okula gittiğiniz kişilerin hayatınız boyunca birlikte yaşayacağınız insanlar haline geldiğini fark ediyorsunuz” diyor.
Evlenmeyi planlamadan çok önce, muhtemelen eşiniz olacak kişiyle de burada tanışıyorsunuz.
Eğer Tristanlı bir ailedenseniz, adadaki 6 soyadından birini taşıyor olmanız çok muhtemel: Lavarello, Repetto, Rogers, Swain, Green ve Glass.
Adada yerleşik kişilerden sadece ikisi burada doğmamış: Yıllar önce adada yaşayan biriyle evlenen ve yeni aileleriyle yaşamaya karar veren bir adam ve bir kadın.
İngiltere’den belirli bir süreliğine görevle gelen bir doktor ve öğretmen de adada bulunuyor çünkü Tristan da Cunha, İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı.
(Kaynak: BBC Türkçe)