İtalyan basını, ülkede son 1 yılda ırk temelli şiddet vakalarının 3 katına çıktığına dikkat çekti. Umbria bölgesinde yer alan Foligno’da, Monte Corvino mahallesindeki ilkokulda görevli öğretmenin, Nijerya kökenli 10 yaşındaki bir öğrenciyi ayağa kaldırarak diğer öğrencilere, “Bakın bu siyah çocuk ne kadar da çirkin! Çocuklar, siz de onu çirkin bulmuyor musunuz?” dediği iddia ediliyor.
Öğretmenin “yüzünü görmemek için” çocuğa pencereden dışarı bakması talimatı verdiği belirtiliyor. Aynı öğretmenin, bu çocuğun başka bir sınıfta öğrenim gören kız kardeşine de benzer şekilde muamele ettiği iddia ediliyor.
Öğrencilerin yaşananları velilerine anlatması ve olayın sosyal medyada yayılması üzerine ülkede “gündelik yaşamda ırkçılık” tartışması başladı.
Sosyal medyada yapılan yorumlarda “Bu öğretmeni hapse atmak da bir sosyal deney olur”, “Bu, hükümetimizin temsil ettiği ırkçı politikaların sonucu” gibi ifadeler yer aldı.
Siyaset dünyasından gelen tepkilerde de hükümete ve özellikle de İçişleri Bakanı Matteo Salvini’ye eleştiri yöneltildi. Merkez soldaki Demokratik Parti’den Walter Verini, son zamanlarda “farklı ten rengine sahip kişilere yönelik yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve ayrımcılık kokan zincirleme eylemlerin” yaşandığına; toplu taşıma araçlarında, okul yemekhanelerinde ve duvar yazılarında bu gibi vakalarla karşılaşıldığına dikkat çekti.
Verini, “Nefret, yabancı düşmanlığı tohumları ekenlerin yaşananlarda sorumluluğu var. İktidarda olanlar ve özellikle de Bakan Salvini, ciddi bir vicdan muhasebesi yapmalı” dedi.
Merkez sağdaki “Haydi İtalya” partisi Temsilciler Meclisi Grup Başkanı Mariastella Gelmini de “Foligno vakası, toplulumuzdaki yozlaşmanın sembolüdür” diye tepki gösterdi.
Salvini ise bu tepkilere karşılık olarak, “O çocuğun yanındayım. Ama her seferinde suçun Salvini’ye ait olduğunun söylenmesi gülünç” dedi.
Eğitim Bakanlığı olayla ilgili inceleme başlatarak bu süreçte öğretmenin açığa alınacağını belirtti. Eğitim Bakanı Marco Bussetti, “Çok vahim, kınanması gereken bir vakayla karşı karşıyayız” dedi ve okulların “herkese açık ve herkese ait” mekanlar olması gerektiğini söyledi.
Mauro Bocci isimli öğretmense tepkiler üzerine, bunun bir “sosyal deney” olduğunu söyleyerek kendisini savundu.
Niyerya asıllı öğrencilerin babası ise İtalyan basınına yaptığı açıklamada “Bu sosyal bir deney değil, bir ırkçılık vakasıdır” dedi.
Milano kentine bağlı Melegnano kasabasında da birkaç gün önce, Senegal asıllı milli atlet Bakary Dandio’ya karşı ırkçı duvar yazıları yazılmıştı. İtalyan bir çift tarafından birkaç ay önce evlat edinilen 21 yaşındaki Bakary Dandio’ya yönelik ırkçı söylem ve tehdit içerikli mesajlar hakkında soruşturma açılmıştı.
Dandio’nun annesi Angela Bedoni de, Salvini’nin politikalarına işaret ederek “Bugün İtalya’da yaşananlar, Salvini gibi politikacılar tarafından da güçlendiriliyor” demiş ve Salvini’nin göç meselesini İtalya’nın öncelikli sorunu gibi göstermesini ve bu anlayışın yarattığı kültürü de eleştirmişti.
Salvini ise “Bu annenin acısına saygı duyuyorum, oğlunu kucaklıyorum ve her ırkçılık vakasını kınıyorum. Ama bu hanımefendi de İtalyanların güvenlik ve yasallık taleplerine saygı göstermeli” dedi.
Foligno ve Melegnano’da birkaç gün arayla yaşanan bu vakalar bugün İtalyan gazetelerinin birçoğunda baş sayfada yer aldı.
La Repubblica gazetesi bu iki vakayı “gündelik hayattaki nefret” örnekleri olarak niteledi. Gazete, “İtalya’da ırkçılık alarmı. Şiddet olayları bir yılda üçe katlandı” başlıklı haberinde, 2016 yılında 27, 2017’de 46, 2018’de ise 126 ırkçılık temelli fiziksel saldırı vakasının kayıtlara geçtiğini yazdı.