ABD’nin Missouri eyaletindeki Washington Üniversitesi’nden bir grup bilimci, yaptığı araştırmanın sonucunda Dünya’nın en derin noktası olarak bilinen Mariana Çukuru’nun bir tür su tahliye deliği olarak çalıştığını ve miktarı kilometreküplerle ifade edilen su yuttuğunu anlayınca şoka uğradı.
Araştırma ekibinin başındaki Chen Cai, Pasifik Plaka ile Mariana Plakası’nın çarpışması sonucunda oluşan çukurun su yuttuğunu daha önce de bilindiğini, bilinmeyen şeyinse dünyanın derinliklerine giden suyun miktarı olduğunu belirtti.
Araştırmanın sonucunu Nature dergisinde yayınlayan Cai ve ekibi, makalede dünyanın derinliklerine akan su miktarının tahmin edilebilenin 4.3 katı olduğunu vurguladı. Live Science portalına konuşan Cai, sadece Mariana Çukuru’nun tahliye boşluğundan her 1 milyon yılda 3 milyar teragram (3 kilometreküp) okyanus suyu tahliye olduğunu, dünyanın derinliklerine su sızdıran bu türden birkaç yer daha olabileceğini söyledi.
Peki tüm bu sular nereye akıyor? Uzmanlar, bu tür tahliye çukurlarından akan suların yeraltı okyanusları beslediğini düşünüyor. Kısa bir süre önce Washington Üniversitesi’nden Prof. Michael Wysession ve San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde çalışan öğrencisi Jesse Lawrence, sismik hareketleri ile ilgili gözlemleri sonucunda yeraltı okyanusların olduğunu açıklamıştı.
Depremlerin yol açtığı sismik dalgaların kaydedildiği 600 bin sismogramı inceleyen uzmanlar, Avrasya kıtasının doğu kısmı ve Kuzey Amerika dâhil olmak üzere dünyanın en az 2 yerinde muazzam büyüklükte su depolarının olduğunu tespit etti.
İncelenen derinliklerin 3 boyutlu modelini çıkaran bilimciler, orada biriken su miktarının Kuzey Buz Okyanusu’nu doldurabilecek kadar olduğunu savundu. Bu buluş, dünyanın derinliklerinde biriken suların zaman zaman yeryüzüne çıkarak kutsal kitaplarda tasvir edilen tufan gibi doğal felaketlere yol açıp açmayacağı sorusunu akıllara getirdi.
Çoğu bilim insanı, anakaradaki batık izlerinden yola çıkarak tufan felaketinin gerçekten de yaşandığına inanıyor, dünyanın derinliklerindeki suyun varlığı ise tufanın tekrar edebileceği düşüncesini akla getiriyor. Prof. Wysession, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan mantonun şimdiye kadar araştırılmayan kısımlarında da su olabileceğini ve bu suyun miktarının, şu ana yer yüzünde olan tüm okyanusların suyunun 5 katı olabileceğini belirtiyor.
Diğer yandan Mariana Çukuru gibi ‘tahliye boşluklarının’ sayesinde küresel ısınma sonucunda Antarktika ve Grönland bölgesinde eriyen buzulların oluşturduğu suların bir kısmı da dünyanın derinliklerine aktığı ve bu nedenle okyanus seviyesinin o kadar hızlı yükselmediği kaydediliyor.