Belçika’da 4 yıl süren Ulusal Mutluluk Araştırması’na göre, sanılanın aksine, fazla para saadet getirmiyor. Aylık geliri 4 bin 500 Euro’nun üzerindeki kişiler, düşük kazançlı kişilere göre kendilerini daha mutsuz hissediyor.
Gent Üniversitesi sağlık ekonomisti Prof. Dr. Lieven Annemans ve ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, Belçika’da ortalama aylık gelir 1716 Euro. Toplumun beşte biri, ayda 1000-1500 Euro ile geçiniyor.
Araştırmaya göre, 2000-3000 Euro aylık gelire sahip olanlar kendilerini mutlu hissediyor.
Ortalamanın altında bir gelire sahip olanlar yeterince mutlu değil. Ancak asıl çarpıcı olan, mutsuzluğun en fazla kazanan kesimler arasında da yaygın olması.
Aylık 4 bin 500 Euro ve üzeri kazanca sahip olanlar, yaşam koşullarından daha az memnunlar. Bu kesim, az kazananlara oranla kendilerini çok daha mutsuz hissediyor.
Prof Dr. Annemans, maddi zenginlikten alınan hazzın genellikle kısa süreli olduğuna dikkat çekiyor.
Belçikalı araştırmacıya göre, yüksek kazançlı kişiler hem işlerinden hem de sosyal çevrelerinden memnun değil.
‘KAZANÇ STRES VE YALNIZLIK DA GETİRİYOR’
“Bu yüksek gelir kendiliğinden oluşmuyor” diyen Annemans, bol kazancın stres ve yalnızlığı da beraberinde getirdiğini vurguluyor.
Araştırmacıya göre, çok kazanan kesim “Daha fazla olsun dürtüsünün” kurbanı oluyor ve bu doyumsuzluk da yaşam kalitesini düşürüyor.
Çeşitli üniversitelerden meslektaşlarıyla birlikte 4 yıl boyunca mutluluk araştırmasına katılan Leuven Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Frederic Vermneulen, refah düzeyindeki eşitsizliğin, gelir eşitsizliğinden daha fazla olduğunun altını çiziyor.
Mutluluğun, herhangi bir politikaya yön verecek bir ölçüm aracı olmadığını söyleyen Vermeulen, “En az mutsuz olan insanlar, yaşam koşulları en kötü olan insanlar değil” diyor.
Vermeulen’e göre, yüksek eğitimi ve vasıflı insanlar daha talepkâr ve düşük vasıflı insanlara oranla daha mutsuzlar. Dışa dönük yaşayan insanlar da, yine mutsuz kesimde yer alıyor.
Belçikalı profesör, sosyal politikalar oluşturulurken her şeyden şikâyet eden, mutsuz yüksek eğitimli ve dışa dönük insanlar yaratılmamasına dikkat edilmesini istiyor. Vermeulen’e göre, bu kesim, zaten baştan mutsuzluğu kabul etmiş durumda.