Avrupa’nın birçok ülkesinde çilek, portakal, kavun, domates ve kuşkonmazlar toplanmayı bekliyor fakat koronavirüs salgını ülkeleri zorlu kararlarla karşı karşıya getirdi.
Birçok Avrupa ülkesinde yıllardır bu ürünleri, sırf bu iş için hasat döneminde sınırları geçen yüzbinlerce mevsimlik tarım işçileri topluyor.
Fakat Guardian gazetesindeki bir habere göre salgın koşullarında göçmen işçilere izin verilip verilmeyeceği ya da hangi koşullarda verileceği bir çok ülkede gergin tartışmalara konu oluyor.
Tarım işçisi ihtiyacı içinde olan ülkelerde ürünün tarlada çürümesi ile bu sıkıntılı dönemde ‘işlerin yabancılara gitmesi’ endişeleri karşı karşıya geliyor.
İşçi gönderen ülkeler ise vatandaşlarının sağlığını güvence altına alacak yeterli önlemlerin alınmamasından ve geri dönen işçilerin koronavirüsü ülkeye taşımasından kaygı duyuyor.
Fransa sınırındaki Aragon’un dağ etekleri Avrupa’da göçmen tarım işçileri konusunda kimsenin kuşku beslemediği nadir köşelerden biri. Hem çiftçiler hem de koyunlar göçmen işçileri bekliyor.
İspanya’nın en büyük çiftçi birliği Asaja’nın başkanı Pedro Barato, “Bu insanların bir an önce gelmesini sağlamaya çalışıyoruz çünkü hava ısınıyor ve hayvanların yününü kırkmamız lazım, yoksa felaket olacak” diyor.
Bölgede koyun kırkma işinde çalışacak kalifiye işçi ihtiyacı çok büyük. Normal koşullarda bu işi çoğu Güney Amerika’daki Uruguay ve Paraguay’dan gelen göçmen işçiler yapıyor.
Barato bölge çapında bu iş için 30 bin mevsimlik göçmen işçiye ihtiyaç olduğunu ancak şu anda bunların 5 bin 500’ünün bulunabildiğini ekliyor.
Göçmen işçileri hiçbir zaman sorun olarak görmediklerini söyleyen Barato “Tam tersine onlara teşekkür borçluyuz” diyor.
Fakat Avrupa’nın bir çok bölgesinde göçmen tarım işçilerine bu şekilde yaklaşılmadığı da bir gerçek.
Romanya’nın Cluj kentinden özel izinle ve hemen her gün yapılan seferlerle Almanya’ya gelen binlerce tarım işçisinin, uçakta ve daha sonra çalışacakları yerlere götürüldükleri otobüslerde mesafe kurallarına uyulmadığını gösteren görüntüler, işçilerin güvenliğinin hiçe sayıldığı eleştirilerine yol açtı.
Almanya son haftalarda sınırlarını Doğu Avrupa’dan gelen 30 bin kadar mevsimlik işçiye açtı ve Mayıs ayı sonuna kadar çoğu kuşkonmaz ve çilek tarlalarında çalışacak 30 bin işçi daha alması bekleniyor.
Kağıt üzerinde mevsimlik göçmen işçilerin seyahat, yaşam ve çalışma koşulları sıkı kurallara bağlı görünüyor. Ama gerçek hayatta olaylar tam olarak böyle gelişmiyor.
11 Nisan’da bir işçi öldü, aynı ekipte çalışan dört işçi hastalandı ve izole edildi. 28 Nisan’a gelindiğinde Romanya yetkilileri Almanya’da bir mezbahada çalışan en az 200 Romen vatandaşının hastalandığını duyurdu.
Ürünlerin tarlalarda çürümesi tehlikesiyle karşı karşıya olan İtalya’da tarım hasadı, çoğu Sahra Altı Afrika’dan gelen çoğu izinsiz çalışan yüzbinlerce göçmen işçiye bağımlı.
Bu işçilerin çoğu, tahta ve plastikten yapılmış derme çatma, yazın kavuran kışın donduran barınaklarda kalıyor.
Sicilya İşçi Sendikaları Birliği (CGIL) Genel Sekreteri Tonino Russo, “Sokağa çıkma sınırlamaları yüzünden, polise yakalanacakları korkusuyla işe gitmemeye başladılar. Oysa bu insanlar olmazsa İtalya tarımı çöker” diyor.
Hükümet geçen hafta bu geçici işçilere bir statü verilmesini önermiş fakat koalisyonun parçası olan Beş Yıldız Hareketi göçmen karşıtı muhalefeti güçlendireceği kaygısıyla buna karşı çıkıyor.
Avrupa içinde uzun zamandır yabancı işçilere kucak açan bir ülke olmakla övünen İrlanda’da geçen yıl konu bir gerilim yarattı.
Başbakan Leo Varadkar, 189 Bulgar işçiyi çilek toplamaya getirten Dublin merkezli meyve işleme şirketi Keelings’i eleştirdi.
Varadkar, mevsimlik işçilerin getirilmesinden rahatsızlık duyduğunu ifade ederek İrlanda’yı korumak için uygulanan önlemlerin gözden geçirilmesini istedi.
Halbuki daha bir kaç hafta önce aynı İrlanda başbakanı tarım işçilerine seyahat izni tanınmasını isteyen Avrupa Birliği liderleri arasındaydı.