Avrupa Birliği (AB) tarafından Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin açıklama yapıldı. Kayyum atamalarının ‘ciddi endişe yarattığı’ belirtilerek, bunun yerel demokrasinin zarar görmesi gibi bir tehlikeyi de doğurduğu ifade edildi.
Avrupa Birliği (AB) Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine kayyum atanmasına ilişkin bir açıklama yaptı. Kayyum atamalarının ‘ciddi endişe yarattığı’ ifade edilen açıklamada, bunun seçmenlerin siyasi temsil hakkının ellerinden alınması anlamına geldiği ve yerel demokrasinin zarar görmesi gibi ciddi bir tehlikeyi de doğurduğu belirtildi.Terörle mücadelede ‘Anayasa, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler’ vurgusu yapılan açıklama şu şekilde:
“Geniş çaplı bir terör soruşturması kapsamında Türkiye’nin resmi makamları, ülkenin güney doğusunda yer alan Diyarbakır, Van ve Mardin illerinde demokratik seçimle göreve gelen belediye başkanlarını geçici süreyle görevlerinden uzaklaştırırken yüzlerce kişi de gözaltına alındı. Selçuk Mızraklı, Bedia Özgökçe Ertan ve Ahmet Türk’ün yerine valilerin atanması, 31 Mart seçimlerinde elde edilen demokratik sonuçların kabul edilmesine dair şüphe uyandırması nedeniyle ciddi endişe yaratmaktadır. Yerel düzeyde siyasetçilerin görevlerinden uzaklaştırılmaları, gözaltına alınmaları ve yerlerine kayyumların atanması, seçmenlerin yerel düzeyde siyasi temsil hakkının ellerinden alınması anlamına gelmekte ve yerel demokrasinin zarar görmesi gibi ciddi bir tehlikeyi doğurmaktadır.
Terörle mücadele Türk hükümetinin meşru hakkı olmakla birlikte, bu mücadelenin siyasi nedenlerden ötürü terörle mücadele ya da ceza yasasının geniş kapsamda uygulanması suretiyle değil, Anayasa’da ve Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde hükmolunan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler çerçevesinde yürütülmesinin sağlanması da hükümetin sorumluluğundadır. Türkiye, Venedik Komisyonu tavsiyeleri ve Türkiye’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı uyarınca, yerel demokrasinin işlevini engelleyen tedbirleri kaldırmalıdır.Türkiye’deki şiddetli terör saldırılarını açık biçimde ve defaatle kınamış ve mağdurların ailelerinin yanında olduğunu ifade etmiş olan AB, aynı zamanda barışçıl ve kalıcı bir çözüme ulaşılması amacıyla güvenilir siyasi bir sürecin derhal başlatılması çağrısını da yinelemektedir.”