Almanya’da Wittenberg kentindeki kilisenin dış duvarında bulunan 700 yıllık heykeli ‘aşağılayıcı’ bulan ve kaldırılmasını talep eden Yahudi topluluğunun yaptığı şikâyeti değerlendiren mahkeme, heykelin yerinde kalması gerektiğine hükmetti.
Wittenberg’de, Martin Luther’in de vaaz verdiği kilise olarak bilinen St. Mary Kilisesi’nin (Stadtkirche) dış cephesinde bulunan ve Almanya’da Ortaçağ’dan beri ayakta kalan son Yahudi aleyhtarı eserlerden biri olarak bilinen heykele dair mahkeme kararını verdi.
Yahudi topluluğunun ‘onur kırıcı, aşağılayıcı’ bulduğu heykelin kaldırılmasıyla talebiyle yaptığı şikâyeti değerlendiren Naumburg Yüksek Bölge Mahkemesi, ‘hakaret teşkil etmediğine’ karar verdi.
Mahkeme, “Heykel, mevcut bağlamı itibariyle ne aşağılayıcı bir karaktere sahiptir ne de davacının kişilik haklarını ihlal eder” açıklamasında bulundu.
Bu, heykelin kaldırılması talebiyle iki yıl içinde açılmış ikinci davaydı.
Almanca ‘Yahudilerin domuzu’ ya da ‘Yahudi domuzu’ anlamına gelen ‘Judensau’, domuzun Yahudiler için yasak oluşundan hareketle bu dinle alay etmek için yaratılmış bir imge olarak biliniyor.
Yahudilerin, domuzun etrafında toplanmasını, sütünü emmesi ve hatta onunla cinsel ilişkiye girmesini betimleyen bu imaj Ortaçağ’da özellikle kilise ve katedral duvarlarının dış cephesine işleniyordu.
Başkent Berlin’deki Yahudi topluluğundan Sigmount A. Koenigsberg karara tepki gösterdi. Koenigsberg, “Biz bu Judensau’nun yok olmasını istemiyoruz. Kamunun teşhirine sunulmalı ancak bir kilisenin duvarında değil. Onun ait olduğu yer bir müze, Ortaçağ’daki Yahudi karşıtlığını açıkça anlatan tarihsel bir içerikle birlikte” dedi.
St. Mary Kilisesi de bir açıklama yayımlayarak, heykel nedeniyle bazı kesimlerin kendilerini aşağılanmış, üzgün ve kırgın hissetmiş olabileceğini kabul ettiklerini belirtti. Kilise, 1988 yılında, Kristal Gece’nin (Yahudilere karşı şiddet hareketi başladığı gece) 50. yıldönümü sebebiyle heykelin altına Holokost’ta 6 milyon Yahudi’nin öldürüldüğüne dair not düşüldüğünü hatırlattı.
Almanya hükümeti, ülkede giderek artan Yahudi karşıtlığını bastırmaya çalışıyor. Bu kapsamda nefret söylemine dair kapsamlı kanunlar yürürlüğe girdi, bireysel silahlanma kısıtlandı ve farkındalığı artırmak amacıyla kampanyalar yapıldı.