Türkiye Araştırmalar Merkezi CEFTUS’un düzenlediği ‘Suriyeli mülteciler krizinin maliyeti; sosyal, ekonomik ve politik sonuçları’ konulu toplantı İngiliz Parlamentosu’nda gerçekleştirildi.
Türkiye Araştırmalar Merkezi CEFTUS’un düzenlediği ‘Suriyeli mülteciler krizinin maliyeti; sosyal, ekonomik ve politik sonuçları’ konulu toplantı İngiliz Parlamentosu’nda gerçekleştirildi. Son zamanların en kalabalık toplantılarından birisi olan etkinlik, yoğun ilgi nedeni ile daha büyük bir salona taşındı. İşçi Partisi’nin etkili milletvekillerinden Yvette Cooper’ın ev sahipliğini üstlendiği toplantıya konuşmacı olarak akademisyenler Regent’s College Üniversitesi’nden Prof Dr ibrahim Sirkeci ve Nuremburg Friedrich-Alexander Üniversitesi’nden Prof Dr Petra Bendel katıldılar.
YAKIN TARİHİMİZİN EN BÜYÜK PROBLEMİ
Düşünce Kuruluşu Chatham House uzmanlarından Doris Carrion’un moderatörlüğünü yaptığı toplantıda konuşan Prof Petra Bendel, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu mülteci krizini, yakın tarihimizin en büyük problemlerinden olarak nitelendirdi. AB’nin ortak değerlerinin, üye ülkelere İnsan hakları ve Mültecileri konusunda sorumlulukları yüklenme ve paylaşma misyonu yüklediğine işaret eden Bendel, AB’nin söz konusu kriz ve insan kaçakçılığına karşı ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
AVRUPA YAŞLANIYOR, MÜLTECİLER ÖNEMLİ İŞGÜCÜ
Toplantının diğer konuşmacısı olan Prof Dr İbrahim Sirkeci ise sözlerine mülteci krizine ilişkin çarpıcı rakamlar vererek başladı. Dört buçuk milyon Suriye’linin iş savaşla birlikte göç etmek zorunda kaldığını belirten Sirkeci, bunların iki buçuk milyonunun Türkiye’de bulunduğunu kaydetti. Bu rakamın Türkiye nüfusunun yüzde 3’üne denk geldiğine işaret eden Sirkeci, son dört yılda 800 bin dolayında mültecinin de Avrupa ülkelerine geldiğini aktardı. Suriyeli mültecilerin yüzde 97’sinin halen ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde çalışabilecek yaşa geleceğini söyleyen Sirkeci sözlerini şöyle sürdürdü: “Göz ardı edilemeyecek bir potansiyel yaratan mülteciler, Avrupa ülkeleri ve Türkiye açısından önemli bir iş gücü kaynağı haline gelecek. Özellikle nüfusu giderek yaşlanan Batılı ülkelerde oluşacak iş gücü açığının karşılanmasında bu mültecilere ciddi bir rol düşecek. Ayrıca girişimci bir ruha sahip olan mülteciler, gittikleri ülkelerde kendi işlerini kurarak devletler açısından vergi katkısı sağlayacaklar. Mültecilerin gittikleri ülkelerde sosyal ve ekonomik yaşama katkı sağlamalarını düzenleyecek politikalar geliştirilerek bu süreç hızlandırılmalıdır.”