İç kulaktan başlayan beyin sapındaki denge çekirdekleri ve bunların beyin, beyincik, gözler ve omurilik ile olan uzantılarından kaynaklanan baş dönmesi ve dengesizlik hissinin “vertigo” olarak tanımlanabileceğini belirtti.
Vertigonun, hastalık değil çeşitli hastalıkların belirtisi olduğuna işaret eden Özgirgin, herhangi bir yaşta görülebilmesine karşın sıklıkla orta ve ileri yaşlarda ortaya çıktığını kaydetti.
Özellikle 60 yaş üzerindekilerin yüzde 30’unda baş dönmesi ve dengesizlik şikayetleri olduğunu, bu oranın 85 yaşında yüzde 50’ye yükseldiğini belirterek, “Dünya nüfusunun yüzde 10’unu etkileyen baş dönmesinden Türkiye’de de milyonlarca kişi etkileniyor. Gece uykudan uyandıran, yataktan kalkarken savrulmaya yol açan iç kulak kristallerinin yerinden oynadığı baş dönmesi, en sık görülen baş dönmesi çeşidi olup beraberinde mide bulantısı, kusma ve sersemlik hissine de yol açmaktadır. Bunu psikolojik, algısal baş dönmesi tipi izlerken migrenden kaynaklanan baş dönmeleri de gene üst sıralarda yer almaktadır” ifadelerini kullandı.
“Baş dönmesi ve denge bozuklukları tedavi edilebilir sorunlardır. Bu süreçte uzman bir hekimden destek alınarak doğru tanının ve tedavinin planlanması gerekir. Vertigo ve denge bozukluklarının tedavisinde ilaç tedavilerinden, denge egzersizlerinden ve bazen de gerektiği durumlarda cerrahi uygulamalardan yararlanılır. Tedavide asıl amaç baş dönmesi ve denge bozukluğunun işaret ettiği hastalığı bulup kontrol altına almaktır.
“VERTİGOYA NEDEN OLABİLİRLER”
Bununla birlikte Covid-19’un oluşturduğu anksiyete, değişen yaşam ve çalışma koşulları toplumda ciddi stres oluşturdu. Bu durum özellikle psikolojik kökenli ve migren nedeni olan baş dönmesinde önemli oranda artışa neden olmaktadır. Covid-19 enfeksiyonu sonucu virüslerin denge sistemini etkilemesiyle de ciddi baş dönmeleriyle karşılaşılmaktadır. Soğuk algınlığına neden olan virüsler de iç kulağı ve onun beyinle olan sinir bağlantılarını etkileyerek vertigoya neden olabilirler.”