Site icon Londra Gazete

Taşkafa: İstanbul sokak köpeklerinin bir hikayesi

taskafa

Taşkafa: İstanbul sokak köpeklerinin bir hikayesi

Osmanlı dönemlerinden beri hangi politikayla yıkılmaya çalışırsa çalışılsın, her zaman baki kalan bir dostluk bu. İstanbul sokakları ve o sokakların ufak sakinleri hayvan dostlarımız. Başarılı yönetmen Andrea Zimmerman imzası taşıyan ve İstanbul sokaklarında kedi ve köpeklerin insanlarla olan iletişimini konu alan belgesel, geçtiğimiz hafta PictureHouse Central’da izleyicisi ile buluştu.

İstanbul´un sokak köpekleri ve şehrin köpeklerle bağı aracılığıyla hafıza ve aidiyet biçimlerini ele alan bir makale-belgesel tadında olan film, İktidar sahiplerinin neredeyse 400 yıldır dönem dönem gündeme gelen yok etme girişimlerine rağmen, sokak köpekleri semt sakinlerinin ısrarlı ve süregelen savunusuyla bir arada var olma ve bakılma haklarını konu alıyor. Taşkafa, sokak köpeklerinin tarih boyunca süregelen hikayesini öykücü, yazar, eleştirmen John Berger´in eşsiz metinleri ve sesiyle anlatarak kamu ve iktidar arasındaki ilişkiyi, alan, kimlik ve aidiyet, kültürel ezber kavramlarını araştırırken tek yönlü bakışa karşı duran bir film olmakla beraber, aynı zamanda insanın yüzünde hüzünlü bir tebessüm bırakıyor.

Geçtiğimiz senelerde İstanbul Film Festivali’nin gözde filmlerinden olan Taşkafa, Galata’nın köpek lideri Taşkafa’nın mahalle hayvanları ve sakinleriyle arasında geçen ilişkiler anlatılıyor. Sokak sakinleri ile röportajlarla ilerleyen belgeselde, İstanbul sokaklarından neredeyse her kesimden insanın bir dokunuşunu, fikrini görebiliyorsunuz. Her şeyleri farklı olsa da bu insanların, dedikleri tek bir ortak nokta var “Ben insanlara değil, hayvanlara güveniyorum”.

Kentselleşmenin getirdiği bir olumsuz değişim olarak, birçok Galata sakini köpeklerin zehirlenmesi, bölgenin hayvanlardan arındırılması ve “robotik” bir yaşam biçiminin benimsettirilmesinden şikayetçi olurken, sokakların sahipleri ufak dostlarımız ne olursa olsun imzalarını bırakmaya devam ediyor.

Film gösteriminden sonra soru-cevap paneline katılan yönetmen Andrea Zimmerman, özellikle Gezi Parkı döneminde hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkiden çok etkilendiğini, İstanbul sokak hayvanlarının da o dönemin politik gündeminin bir parçası olduğunu söyledi.

 

 

Exit mobile version