Limasollular dernegi olarak bu güzel etkinlikte tüm Limasolluları ve sanat severleri aramızda görmekten büyük mutluluk duyacaklarnı belirtiler.
Yazar güzel anlatımıyla bu romanında aslında okuyucuya ailesinin de tarihini vermekte… Roman bir kadının ve bir atın bir grup maskeli tarafından öldürülmesiyle başlıyor. Kadının hem at hem de kendisi için attığı çığlıklar sadece gökyüzüne karışıyor ve kadın kayboluyor. Bu aslında bir bakıma bir cinayet romanıdır da…Öldürülen bu kadın Vadili Köyün’de ebe olarak bulunan ve de Yunan İşgali İzmir’de sona erip, Yunan Ordusu geri çekilirken, tüm ailesini kaybedip kendisini Kıbrıs’ta Vadili Köyü’ne götürecek uzun 40 yıllık bir kader yolculuğunun kahramanı ve bir at meraklısı İzmirli “Stella”dır.
Başaran Düzgün etkinlik için Londradaki kardeşlerimizle buluşmak heyecan verici olacak dedi.
Kıbrıs`ın derinliklerindeki hikâyesini duyarlı ve duygusal bir roman örgüsünün tılsımında Kıbrıslı bir kalemden okumak istiyorsanız “Öksüz Atlar Ülkesinde“yi okuyun.
Altı yaşında annesinin rızasıyla satılan bir çocuk, bir ada, kuşaktan kuşağa aktarılan bir hayatta kalma mücadelesi. Film izler gibi okudum.
Özlem Özkaram-Devlet Tiyatroları Sanatçısı
Gerçek yaşam öykülerinin okuyucuyu her zaman etkilediğini düşünürüm. Böyle bir öykünün anlatıldığı “Öksüz Atlar Ülkesinde“ kitabına gözyaşlarıyla başladım ve bir çırpıda aynı şekilde tamamladım.
Hayatın ne getireceği bilinmez ama bazen bütün ihtimallerin ötesinde heyecan vericidir. Onu en çok heyecan verici kılan ise bir gün yolları kesişecek insanların imkansız coğrafyalarda birbirlerinden habersiz başlayan yürüyüşleridir. Hayat onları bir yerden başka yere; bazen mutluluk içinde bazen de tarifsiz acılarla sürüklerken kader ağlarını örer. Bu yüzden bazılarının hayatı roman olur. Öksüz atlar ülkesi işte bu bazılarının romanı… Başaran düzgün kurgusunu ve hikayesini hayatın bilinmezlerle dolu yürüyüşünün üzerine attığı ağla yakalıyor. Gazeteci titizliği ile ve aynı anda bir tarihçi hassasiyetiyle hikayeyle yüzleşecek kadar gerçekçi ama ne gerçekçi! Bir parçası olduğu Ada`nın acılı yıllarını anlatırken, kalemini iniş ve çıkış anlarında cesurca kullanıyor. Kıbrıs`ın entelektüelleri tarihten süzülerek Ada`yı var eden bütün kültürleri çok iyi bilirler. Başaran Düzgün de onlardan birisidir ve birçok romanın hikayesini zihninde taşıyor. Taşımakla kalmıyor… Acı, keder, aşk, kahır, çaresizlik ve ölümü dağılan imparatorluğun dört bir yana savurduğu insanları Kıbrıs sahnesinde anlatıyor. Bir yandan anlatıyor, bir yandan da benzer hikayelerin tanığı veya kahramanı olan herkesi sahneye alıyor.