Uzun bir süredir İngiltere’de yaşayan söz yazarı, besteci, düzenlemeci ve yorumcu Olcay Bayır’ın dört şarkıdan oluşan yeni EP albümü ’İçerde’ dijital platformlarda yerini aldı.
Tüm dünyayı derinden etkileyen pandemi döneminin ürünü olan Bayır’ın bu üçüncü albümü, farklı coğrafyalarda farklı müzisyenlerin biraraya gelmeden yaptıkları kayıtların sonradan birleştirilmiş olması özelliğiyle öne çıkıyor.
Sözleri ünlü halk ozanımız Karacaoğlan’a, müziği Olcay Bayır’a, düzenlemesi Deniz Mahir Kartal’a ait olan “Ela” adlı çıkış şarkısının yanı sıra, albümde “Asude” (söz: Engin Sagun; müzik: Erdoğan Bayır; düzenleme: Ignacio Lusardi Monteverde/ Olcay Bayır), “Kayıp Çocuk” (söz ve müzik: Olcay Bayır; düzenleme: Alistair Mac Sween) ve son olarak da, “Yalnızlık” (söz: Olcay Bayır/ Mehmet Bal; müzik: Olcay Bayır; düzenleme: Olcay Bayır/ Christian Prior) adlı parçalar yer alıyor.
Albümünde kendisine eşlik eden müzisyenler ise her biri enstrümanında ustalaşmış isimlerden oluşuyor: Serdar Barçın (flüt), Christian Prior (piyano), Alistair Mac Sween (piyano), Kostas Kopanaris (perküsyon), Tom McCredie (bas), Erdi Arslan (duduk), Deniz Mahir Kartal , Ignacio Lusardi Monteverde (gitar), Hüseyin Murat Sığırcı (bağlama), Memed Mert Baycan (perküsyon.
Olcay Bayır’ın müziği, geçmişinden izler taşıyan Anadolu’nun çok kültürlü mirasıyla, artık yuvası olarak benimsediği Londra’nın canlı ve eklektik tınılarının doğal bir bileşimi.
Her albümü farklı bir deneyiminin yansıması olan Bayır, bu albümünde de pandeminin beraberinde getirdiği hızlı değişimlerin bir sonucu olarak kişisel bir yolculuğa çıkıyor; bu süreçte yaşadığı düş kırıklıklarını, gelecekle ve mesleğiyle ilgili kaygılarını müziğine yansıtıyor.
Belirsizliğin egemen olduğu, ancak dayanışma ve işbirliğinin de aynı oranda ağırlık kazandığı pandemi sürecinde göçmen müzisyenler arasında en çok destek alan sanatçılardan biri olan Olcay Bayır’ın İçerde albümü de müzik üretiminin sürdürülmesi yönünde çaba harcayan Help Musician UK desteğiyle gerçekleştirildi.
OLCAY BAYIR – Biyografi
Gaziantep’te dünyaya geldi. Çocukluğu Anadolu’nun farklı illerinde, birbirinden zengin geleneklere sahip çevrelerde geçti.
Anadolu geleneğinden gelen bir halk ozanı, aşık ve sözlü tarih elçisi olan babasından esinlenerek müziğe yönelen Bayır, henüz 6 yaşındayken beste yapmaya başladı. On altı yaşında ailesiyle birlikte yerleştiği Londra’da klasik soprano lisans eğitimi aldı. Ancak sonradan küçüklüğünde dinlediği Kürt ve Türk halk ezgileri geleneğinden ve yaşadığı farklı coğrafyalardan beslenen kendi özgün müziğini oluşturmayı seçti.
Dünyanın dört bir yanından sanatçılarla müzikal işbirliğini sürdüren ve kendisini bir dünya vatandaşı olarak tanımlayan Bayır, çok farklı kültürlerden beslenen düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “Kültürün, ulusal ve dinsel bir kimlik sağlamaktan çok, kişilik özelliklerini belirleyici bir unsur olduğu kanısındayım. Tam da bu yüzden kendimi salt gelenekler ve coğrafyalar üzerinden tanımlamayı yeğliyorum. Hangi dinden ya da ülkeden olursan ol, öncelikle sen sensin. Elbette ki, din ve dilin kimliklerin oluşumundaki etkisini yadsımam söz konusu olamaz. Ancak her ikisinin de kimlik tanımında yetersiz kaldığını, olsa olsa aynı bölgede yaşayan insanlar için ortak bir kültürel değeri yansıttıklarını düşünüyor ve bu nedenle kendimi “Anadolulu” olarak tanımlıyorum.”