TÜRKİYE ve dünyada önemli bir takipçisi olan Aziz Kedi, geçmişte Ekşi Sözlük dergisi “Ekşi”nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Milliyet, Tempo ve Radikal gazetesi için düzenli yazılar yazdı. Okan Bayülgen’in yapım şirketi Makina Medya Yapımevi bünyesinde medyanın çeşitli başka alanlarında yazar ve danışman olarak hizmet vermişti ve son olarak “Ölümlü Dünya” filminin senaryosunu kaleme almıştı. Aziz Kedi ile çok yakında Londra’da gerçekleşmesi planlanan çalışmaları hakkında bilgiler aldık ve hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Keyifle okumanız dileğiyle.
Biz sizi daha çok televizyondan tanıyorduk ama sanki rotayı yavaş yavaş sinemaya kırdınız. Bunun özel bir sebebi var mı?
Her zaman şuna inandık, internet yükselirken gazeteler yaşayacak ama televizyonlar ölecek. Dolayısıyla yazarların, aktörlerin, yönetmenlerin televizyondan internete ve sinemaya doğru yönelmesi çok beklediğimiz bir sonuçtu.
Siz internette bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz? Bildiğiniz gibi artık Youtuber’lar çağındayız.
Şahsen Youtuber olacak halim yok. Ama bir yazar ve yönetmen olarak oraya kayıtsız kalmam da mümkün değil. Sonbaharda, Londra’da geçecek bir internet dizisi üzerinde çalışmaya başlayacağız. Bu dizi bir mikrosite üzerinden yayınlanabileceği gibi, Youtube üzerinden de gösterime girebilir.
“Ölümlü Dünya” milyonluk bir gişe yapmadı ama çok fazla beğenildi. Sinema yazarı ve izleyicinin görüşü hep çok olumlu. Bunun sebebi nedir?
Tahmin ediyorum ki sebep filmin dümdüz bir komedi filmi olması. İzleyici Türkiye’de “absürd” ya da “berbat” komedi filmi izlemekten çok sıkıldı artık. Tekmeli tokatlı, şiveli falan olmayan düz bir komedi, iyi de yazılıp çekildiği için kendine güzel bir yer edindi.
Yeni filmler olacak mı?
Evet. Bir filmi yazıp bitirdik. Preprodüksiyon aşaması da bitti. Ekimde sete çıkılacak. Ayrıca Ölümlü Dünya 2’yi de en kısa zamanda yazmaya başlayacağız. O da tahminen 2019 sonbaharında sete gider.
Londra’nın neresinde yaşıyorsunuz ve yaşadığınız bölgeyi seviyor musunuz?
Kuzey Londra’da, Haringay’de yaşıyorum. Bana göre Londra’da güney güzellik ve estetiği, kuzey ise canlılığı temsil ediyor. İnsana ikisi de lazım tabii ama ben her zaman daha aktif, daha renkli yerleri tercih ettim. Ama tabii Londra bir şehir değil, kendi başına bir evren olduğu için her köşesinde keşfedecek yeni bir şey her zaman var.