DÜNYADA en önemli tiyatro merkezlerinden bir olarak kabul edilen Londra, İkinci Türkçe Tiyatro Festivaline ev sahipliği yaptı.
Saray Karakuş ve Ümit Baysal’ın girişimi ile geçen yıl ilki yapılan Türkçe Tiyatro Festivaline bu yıl da ilgi yoğun oldu. Sanatın en eski dallarından tiyatronun Birleşik Krallık’taki Türkçe konuşan toplumlar arasında yaşatılması açısından önemli bir organizasyon niteliğindeki Türkçe Tiyatro Festivaline 5 binden fazla sanatsever katıldı.
Türkiye’de tiyatro ve oyunculuk alanında önemli isimleri ağırlayan festival, 27 Nisan Cuma günü performans ve atölyelerle başlayıp aynı günün akşamında gerçekleşen gala ile muhteşem bir açılış gerçekleştirdi.
Kokteyl ile başlayan galaya Türkçe konuşan toplumdan çok sayıda kişi katılarak Türkiye’den gelen sanatçılarla yapılan panelde usta isimlerle tanışma ve onlara soru sorma fırsatı yakaladı.
Saray Karakuş ve Ümit Baysal’ın açılış ve selamlama konuşmasının ardından sahneye davet edilen konuk sanatçılar kısa birer konuşma yaparak verilen teşekkür plaketlerini kabul etti. Milfield Art Centre tiyatro salonunda gerçekleşen gecede yapılan konuşmalarda öne çıkan kısımlar şu şekilde:
Rutkay Aziz: Shakespeare’in anavatanında böyle tiyatro festivali yapmak cesaret ister. Bu cesaretiniz için sizi yürekten kutluyorum… Bize ülkemizde ne düşüyorsa, size de o düşüyor. Öncelikle 2 aya girdik. Sizler de oy kullanacaksınız. Çok açık bir şey var. Ülkemde sanata ölümcül darbeler vuruluyor. Ona rağmen biz gerçekten ileri ve devrimci olan bizler bu düşmanca tavırlara karşın demokrasi özgürlük ve barış adına düşmana inat gereken kavgayı vermekle yükümlüyüz… İnanıyorum ki geldikleri gibi gidecekler…
Tamer Levent: Türkçe Tiyatro Festivalinde bulunmaktan çok mutluyum. Frankfurt ve Berlin’de de Türkçe Tiyatro Festivalleri var… Bu anlamda Frankfurt’taki oyunlara Almanlar da geliyor. Burada da öyle olacak. İnsanlar aslında birbirlerinden farklı değil, birbirine benzer olduklarını tiyatrolar aracılığıyla öğrenecekler…
Füsun Demirel: Buradan enerji ve umutla dönüyorum çünkü sanatı besleyen umuttur… Baktığımızda düşüncenin ve ifadesinin yasaklandığı, kısıtlandığı hatta cezalandırıldığı ülkelerde direnen sanatçılar her koşulda yolunu buluyor ve umudu yeşertiyor. Bizlerde buradan aldığımız güç ve umutla ülkemize gidiyoruz ve sanat üretmeye direnmeye devam ediyoruz. Biliyor musunuz? O uçurtma bir gün uçacak.
Cezmi Baskın: Kendimi Türkiye’de dolu bir tiyatro salonunda hissediyorum. Dilimizi, kültürümüzü buralarda da yaşattığınız için çok teşekkür ederim. Bu şovence bir cümle değil. Bu bizim ülkemizi sevmemizin bir sonucu. Sanatı desteklediğiniz her yerde bizler yaşayacak, mutlu olacağız. Ülkemiz de mutlu olacak. Sanatın her dalına özgürlük diyorum. Sanatsız dünya olmaz diyorum. Festivali de kutluyorum.
Meltem Cumbul: Bizi burada böyle ağırladığınız için teşekkür ediyorum. Eric Morris System çalışmasını burada Türkçe öğretme şansı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Dilerim çok güzel bir üç gün geçiririz. Bunun başlangıcını burada attık.
Müfit Cansaçıntı: Londra’da Türk konsolosu kimdir bilmiyorum ama Türkçe konsolosunu Saray Karakuş olarak ilan ediyorum… Tarihe baktığımızda devlet yıkılabiliyor ama halklar yıkılmıyor. Halklar ise kültür ve sanat yıkıldığı zaman yıkılıyor.
Kemal Başar: Saray Karakuş ve Ümit Baysal önemli bir iş yapıyorlar. Siz sanatı gereklilik olarak gören bir ülkede yaşıyorsunuz, biz ise Türkiye’de gerçekten sıkıntılar çekiyoruz. “Özgür sanat” dedi arkadaşım, özgür düşünce olmadan özgür sanat olabilir mi? Ne mutlu ki buradasınız.
Verilen teşekkür plaketlerinin ardından sahneye kurulan masada oturan sanatçılar Cezmi Baskın, Füsun Demirel, Kemal Başar, Meltem Cumbul, Müfit Can Saçıntı, Rutkay Aziz ve Tamer Levent isimler sanatseverlerin sorularını yanıtladı.
Yapılan söyleşinin ardından Gözlerin Ardında Müzikal oyunu gerçekleşti. Büyük beğeni ile izlenen oyundan sonra Kemal Başar ve konuk sanatçı Özgün galaya katılanlara özel müzik dinletisi sundu.
