Şili, Arjantin ve Bolivya sınırlarının buluştuğu bölge madencilik açısından çok verimli bir alan biliniyor. Madenin yaklaşık dörtte biri Şili’nin kuzeyindeki Salar de Atacama tuz sahalarından elde ediliyor.
Euronews’e konuşan Hegen “Çalışmaların maden çıkarma ve işleme alanlarını kapsadığı için mobilite sektörünün elektromobiliteye doğru geçişinin nasıl olduğunu ilgimi çekti” ifadelerini kullandı.
Lityum otomobil pillerinde kullanılan kilit maddelerden biri olduğunu belirten Hegen, Şili, Bolivya ve Arjantin üçgenindeki dünyanın en büyük lityum kurutma sahalarından birinin fotoğraflarını çekmek istediğini vurguladı.
Hegen dev maden sahalarını kadrajına sığdırabilmek için küçük bir uçak kiraladığını ve bu alanlarından üzerinden uçarak fotoğrafladığnı belirtti. Atacama Çölü’ndeki Sociedad Quimica y Minera (SQM) tarafından işletilen Soquimich lityum madeni yeni Lityum Serisi 1 projesinin bir parçası.
Lityum madenleri çevre için neden zararlı?
Herhangi bir doğal kaynağın çıkarılması gezegen için zararlı bir aktivite. Çünkü bu hammaddeleri çıkarmak toprak erozyonunda, su kıtlığına, biyolojik çeşitliliğin azalmasına, ekosistemin bozulmasına ve küresel ısınmanın artmasınz yol açabiliyor.
Fakat genel olarak madencilik ve doğal kaynaklar denilince akla ilk olarak kömür, petrol ve gaz gibi fosil yakıtlar geliyor. Ne yazıkki daha temiz bir enerjiye kapı aralasa da lityum da bu kategoriye giriyor. Temelde bu maden yenilenebilir enerjiyi mümkün kılan yenilenemeyen kaynak olarak tanımlanabilir hatta yer yer geleceğin petrolü olarak adlandırılıyor.
Friends of Earth (FoE) tarafından yayınlanan bir rapora göre lityum madenciliği kaçınılmaz olarak toprağa zarar veriyor ve hava kirliliğine yol açıyor. Talep arttıkça, madenler etrafındaki topluluklara verdiği zarar artarken halkın suya erişimi de tehlikeye giriyor.
Güney Amerika’da lityumun bulunduğu tuz sahaları sulak araziler arasında bulunuyor. Bu bölgelerde suya erişim yerel halkın geçimini sürdürebilmesi, yerel flora ve faunanın korunabilmesi için hayati öneme sahip.
Şili’deki Atacama çölündeyse madencilik faaliyetleri kısıtlı su kaynaklarının yatak değiştirmesine ve kirlenmesine yol açıyor.
Lityumun buharlaşma havuzları kullanılarak üretilmesi için günde 21 milyon litre gibi çok fazla miktarda su gerekiyor. Bir ton lityum üretebilmek için yaklaşık 2.2 milyon litre su gerekiyor.
Peki pil üretiminde kullanılan lityum madenleri durdurulmalı mı?
Sivil toplum kuruluşu BePe tarafından 2021 yılında yayınlanan bir başka raporda da lityum madencili ile ilgili en büyük sorunun su olduğu vurgulanıyor.
Raporda sudaki potansiyel kirlenme ile ilgili yeterli araştırma yapılmadığı belirtilerek zararın gerçek boyutu güvenilir bir şekilde belirlenene kadar aktivitelerin durdurulması gerektiği savunuluyor. Georgia Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden Gleb Yushin daha yaygın ve çevreci materyallerin kullanıldığı bir pil teknolojisinin geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Yushin gibi bilim insanları lityum ve bir diğer zararlı metal olan kobalt yerine geçebilecek yeni pil alternatifleri üzerine çalışıyor. Gelecekte lityum ve kobalt madenleri yetersiz kalacağı için onun yerine geçecek maddeler olarak silikon ve demir öneriliyor.
Malzeme bilimcileri, mühendisler ve fonlara araştırmalarda yaygın elementlere önceli vermeleri çağrısında bulunan Yushin aksi takdirde otomotiv üretiminin on yıl içerisinde sekteye uğrayacağını belirtiyor.