Times gazetesinin editoryal görüş sayfasında, Türkiye hakkında, Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi bağlamında ele alınmış bir yazı yer alıyor.
Yazının başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hafta içindeki görüşmesi ve görüşmede alınan kararlarla ilgili ayrıntılara yer veriliyor.
Bununsa Batı’yı kaygılandırdığı belirtiliyor.
Yazıda daha sonra özetle şu ifadeler yer alıyor:
“Erdoğan, ABD’de sürgünde bulunan vaiz Fethullah Gülen’i, kendisini devirmeye çalışmakla suçluyor. Gülen’in iadesini talep ediyor ve Beyaz Saray ile CIA’in onun iplerini elinde tuttuğunu ima ediyor.
“NATO ve Avrupa Birliği ülkeleri, generallerin ayaklanmasından sonraki ilk saatlerde Erdoğan’a desteklerini göstermede yavaş davrandı. AB bu sıralarda, Türk vatandaşlarına Avrupa’da seyahat kolaylığını sağlamasından önce Erdoğan’a, terörle mücadele yasalarını yumuşatması yönünde ısrar etmekteydi.
“Tüm bunlar Türk liderin Batı’ya karşı tutum almasına neden oluyor gibi görünüyor. Putin, darbeden sonra Türk Cumhurbaşkanı’na desteğini açıklamada tüm Batılı liderlerden daha hızlı davrandı. Putin şimdi kendisini Ankara’nın doğal bir ortağı olarak sunuyor ve NATO ittifakına zarar vermeyi hedefliyor.
“IŞİD’e karşı birlikte savaşma planı bile Batı’daki ayrılıkları kışkırtmayı hedefliyor. Askeri operasyonlara Türkiye, anlık istihbarat paylaşımı ve komutanlar arasında iletişimle dâhil olacak. Türkiye, şimdiye kadar Cumhurbaşkanı Esad karşıtı isyancılara yardım ediyordu. Rusya ise Esad’ı destekliyor. Suriye muhalefetindeki birçok kişi bu yardımın yakında kesileceğinden korkuyor.
“Belki Erdoğan’ın Kremlin’e kur yapması, Batı’nın çok daha istekli bir destek sunmasını ve saygı duymasını sağlama çabasıdır. Şüphesiz, Avrupa Birliği, göçmen akışını durdurmak için Türkiye’nin önemli desteğine ihtiyaç duyuyor. Ve Türkiye IŞİD’e karşı mücadele de olmazsa olmaz bir ülke.
“Darbe girişimi sonrasındaki kapsamlı sıkı önlemlere karşın (Geçen ay 50 bin kişi gözaltına alındı ve işten çıkarıldı) Türkiye hayati bir şekilde Batı’nın müttefiki olmaya devam ediyor. Ama Batı şunu da netleştirmeli: Erdoğan kendisi için NATO içinde, arkadaşı Vladimir Putin’e masada söz hakkı verecek, imtiyazlı bir üyelik de yaratamaz.” (BBC Türkçe)