İngiliz Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimi sonrası kapsamlı bir tasfiyeye giriştiğini; on binlerce asker, bürokrat ve öğretim görevlisinin ardından son olarak borsa uzmanlarını hedef aldığını yazdı.
Mehul Srivastava imzalı haberde, Sermaye Piyasaları Kurulu’nun (SPK), Ak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Birim Yöneticisi Mert Ülker’in lisansını iptal ettiği duyuruluyor.
SPK, Çarşamba günü “Darbe Girişiminin Arkasında Kim Vardı?” başlıklı raporu nedeniyle Mert Ülker hakkında suç duyurusunda da bulunmuştu.
Financial Times‘taki haberde, Mert Ülker’in, 15 Temmuz’daki darbe girişimi sonrası yatırımcılar için hazırladığı raporda, standart tahminlerde bulunduğu ve girişimin potansiyel siyasi etkisine değindiği belirtiliyor.
Gazetenin İstanbul’daki muhabiri Mehul Srivastava, Mert Ülker’e ulaşamadığını yazmış.
Haberinde ise Türkiye’de bazı aracı kurumlardan da, müşterileri için hazırladıkları raporların istendiği, bir yetkilinin bunu “ülkede piyasanın itibarın zarar verip vermediklerini tespit etme çabası” olarak gördüğü kaydetmiş.
DÜŞÜNDÜĞÜMÜ SÖYLEYEMİYORUM
Financial Times’a konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin uzmanı şunları söylemiş:
“Benim görevim insanlara mevcut durum hakkında ne düşündüğümü söylemek. Ancak mevcut şartlarda artık ne düşündüğümü söyleyemiyorum…Oysa bu, Türkiye’nin bugünlerde ihtiyacı olanın tam tersi.”
Financial Times’ın temas kurduğu sekiz piyasa uzmanı daha, yönetimlerinin kendilerine, profesyonel yaşamlarının geleceği için, sessiz kalmaları ya da çok dikkatli hareket etmeleri talimatı verdiğini belirtmiş.
Haberde Türkiye’de 15 Temmuz’dan sonra ; Fethullah Gülen’le bağlantılı görünen ve aralarında medya kuruluşlarının da bulunduğu 114 işletmeye el konduğu, iki büyükelçinin gözaltına alındığı, 47 gazeteci hakkında gözaltı kararı olduğu, 50 binden fazla kişini görevden alındığı, 8 binden fazla kişinin tutuklandığı ve tüm üniversite dekanlarının hükümetin isteğiyle istifa ettiği hatırlatılıyor.
Financial Times’a konşan ve adının açıklanmasını istemeyen önemli bir üniversitenin yeni emekli olmuş dekanı ise kendilerinin yerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sadık isimlerin alacağını savunmuş ve eklemiş:
“Burası, Stalin’in yönetimi altındaki Sovyetler Birliği’ni ya da Mao’nun yönetimi altındaki Çin’i andırmaya başladı.
“Hedefleri net: Bu fırsatı, Sayın Erdoğan’dan yana olmayanlardan kurtulmak için kullanmak. Bunun uzun vadede, üniversiteler ve sadece bağımsız olmaları halinde saygın kalabilecek diğer kurumlar üzerinde etkisi olacaktır.” (BBC Türkçe)