Independent’ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn bugünkü haber-analizinde Rusya’nın Türkiye’nin hava sahasını ihlalini ele almış.
Yazının başında Rusya’nın Türk hava sahasını ihlalinin ayrıntılarını aktaran Cockburn, yazının devamında özetle şunları belirtiyor:
“ABD öncülüğündeki IŞİD’e karşı hava saldırıları, en fazla, Suriyeli Kürt YPG (Halk Savunma Birlikleri) ile işbirliği içinde hareket ederken etkili olmuştu. YPG komutanları hedefin tam koordinatlarını verebiliyordu. Buna rağmen IŞİD güçleri, büyük kayıp verseler de, bir bütün olarak, ABD hava saldırısı tarafından yenilgiye uğratılmadı.
“Rusya ve Türkiye arasındaki anlaşmazlık Suriye-Türkiye sınırında hali hazırda son derece karmaşık olan bir durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Sınır 550 mil uzunluğunda ve bunun yarısı YPG’nin elinde.
“YPG, Fırat’ın batısına ilerleyip IŞİD’in Türkiye’yle son sınırı olan Cerablus’u ele geçirmek için gözdağı veriyor. YPG ayrıca Halep’in kuzeyinde IŞİD ve diğer Suriye muhalefet güçlerine saldırarak Afrin’deki Kürt yerleşim bölgesiyle diğer bölgeleri birbirine bağlayabilir.
“Suriyeli Kürtlerin kontrolünün daha da genişlemesi, özellikle de ABD hava saldırıları desteğiyle olursa, Ankara’ya bir darbe olur. Ankara hala El Kaide’nin parçası Nusra Cephesi ve Ahrar’uş Şam ile ilişkilerini sürdürüyor.
“Hala bir olasılık olsa da Türkiye’nin Suriye içindeki bir kara saldırısı, Rus uçaklarının, Türkiye’nin saldırı gerçekleştirmesi en olası alanlarda faaliyet göstermesi nedeniyle şimdi daha riskli olacaktır. Cockburn şöyle devam ediyor:
“Görünen o ki Türkiye, dört yıllık Beşar Esad’ı devirme girişiminde başarısız oldu.”
Cockburn, Rus saldırıları ardından Türkiye’ye verilen desteğinse “retorik” olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Erdoğan, Türkiye’ye herhangi bir saldırının Nato’ya saldırı olacağını söylüyor ve ‘Rusya’nın birçok konuda işbirliği yaptığı Türkiye gibi bir dostu kaybederse çok şey kaybedeceğini’ belirtiyor. Ancak, görünen o ki, en azından Suriye’de, kaybeden Türkiye.” (BBC Türkçe)