Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın tanıtımında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,”2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.” dedi.
Uzun süreli bir planlama ve çalışmanın ürünü olan Türkiye’nin ilk Milli Uzay Programını dünyaya ilan edeceklerini dile getiren Erdoğan, “Bu program, gerçekçi ama bir o kadar da rekabetçi hedefleri kapsayan içeriğiyle ülkemizin uzaydaki yol haritası olacaktır. Küresel uzay yarışında, ülkemizi üst liglere taşıyacak bu yol haritasının başarıyla hayata geçmesini diliyorum.” diye konuştu.
Erdoğan, 18 yıldır Allah’ın kendilerine güzel hizmetler, yatırımlar, atılımlar vesilesiyle milletin huzuruna çıkmayı nasip ettiğini belirterek, “Bugün de evlatlarımız adına, geleceğin Türkiye’si adına yine bir büyük projenin heyecanı ile karşınızda bulunuyorum. Yüzyıllar boyunca yeryüzünde adaletin, ahlakın ve barışın öncülüğünü yapan medeniyetimizin gökyüzündeki yolculuğuna kapı aralıyoruz.” dedi.
Türkiye’nin uzaydaki hak ve menfaatlerini nasıl koruyacaklarını ve gelecek 10 yılı nasıl şekillendireceklerini açıklayacaklarını söyleyen Erdoğan, “Paylaşacağımız hedefler, bir hayal ürünü değil, havacılık ve uzay teknolojilerinde bugüne kadar başardıklarımızın bir üst noktaya taşınmasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdik”
Türkiye’nin kozmik rekabetteki mücadelesinin 1985’ten bu yana sürdüğüne işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu mücadelenin asıl altyapısını ise son 18 yıldaki yatırımlarımızla oluşturduk. Hamdolsun bugün her alanda olduğu gibi uzay çalışmalarında da insan kaynağı, tasarım ve mühendislik kabiliyetleri açısından çok daha güçlü bir Türkiye var. Ülkemizi kendi uydularını geliştirebilen, üretebilen, test edebilen bir seviyeye çıkardık. Kendi imkanlarımızla ürettiğimiz ve 2012 yılında uzaya fırlattığımız istihbarat uydumuz GÖKTÜRK-2 bunun ilk örneklerinden biridir. Böylece dünyada uydu üretme kabiliyetine sahip sayılı ülkeler arasına girdik. Şimdi sırada GÖKTÜRK-3 var. Gece ya da gündüz fark etmeksizin her türlü hava şartında yüksek çözünürlüklü görüntü elde edebilecek bu uydumuzun planlama çalışmalarına devam ediyoruz.”
“Yapacağımız çok iş var”
“Adlarını burada sayamadığım binlerce bilim insanımızın başarılarıyla gurur duyuyoruz. Biz, işte bu alimleri yetiştiren toprakların evlatlarıyız.” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu gerçekleri asla unutmayacağız ama şunu da bileceğiz ki bizim daha yapacağımız çok iş var. Bu büyüklerimize layık olmak için yapacağımız çok iş var. Pozitif bilimlerdeki üstünlüğün son yüzyıllarda Batı’ya geçerek onları kalkındırdığını elbette biliyoruz. Coğrafi keşiflerle değişen güç dengelerinin farkına varmada geç kaldık ve bunun bedelini ağır şekilde ödedik. Ama bugün dünya yeni bir değişimin, yeni bir dönüşümün arifesindedir. Yeni dönemde güç dengelerini, uzay keşiflerinin, bu alandaki yeni teknolojilerin belirleyeceği açıkça görülüyor. Milli teknoloji hamlesi vizyonumuzla Türkiye’yi kritik ve özgün teknolojilerin üreticisi yapma hedefimize kilitlenmemizin sebeplerinin en başında bu gerçeği görmemiz geliyor. Şuur, özgüven ve adanmışlığa sahip olduğumuzda erişemeyeceğimiz menzil, aşamayacağımız engel olamaz bunu böyle bilelim.”
“Bu anlayışla, doğru zamanda insansız hava aracı ve silahlı insansız hava aracı teknolojilerine yatırım yaparak sahada oyunu değiştiren tarafta yer almayı başardık.” ifadesini kullanan Erdoğan, bunu başaranları tebrik etti.
“Tüm dünyanın gözü üzerimizde”
Bu akşam gerçekleştirilen etkinliği hazırlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve ekibini tebrik eden Erdoğan, “Tüm dünyanın gözü üzerimizde. Niye bu kadar saldırıyorlar, neden? ‘Çılgın Türkler geliyor’ diyorlar. Milli elektrikli otomobil için de doğru zamanda adımlar attık. Bu konuda da Türkiye en çok konuşulan, takip edilen ülkeler arasındadır.” dedi.
Erdoğan, şimdi de uzay çalışmalarında doğru zamanlama ile doğru adımları atarak hareket etme kararlılığını ortaya koyduklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Temsil ettiğimiz medeniyetin dünyaya yeniden öncü olabilmesi, Türkiye’nin uzay yarışındaki kat edeceği mesafeye bağlıdır. İnsanlığın bir kısmının değil, tamamının barışa ve huzura kavuşması için medeniyetimizi yeniden şahlandırmak mecburiyetindeyiz. Asırlar boyunca topraklarına her ayak basan tarafından sömürülen Afrikalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Şu anda bakıyorum da Fransa’nın başındaki zat durmadan bana saldırıyor. Senin benle ne işin var? Sen önce Cezayir’in hesabını ver. Senin büyüklerin Cezayir’de 1 milyon insanı öldürdü, onun hesabını ver. Sen önce Ruanda’nın hesabını ver, 100 binlerce insanı öldürdünüz. Ama Türk’ün ve Türkiye’nin ne de ecdadımızın geçmişinde böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ellerimizde kan yok ama sizde kan var. Sürgünlerle yerinden, yurdundan edilen, dinini, dilini, ismini değiştirmeye zorlanan Asyalı kardeşlerimiz için bunu başarmak mecburiyetindeyiz. Gettolara sıkıştırılmış, faşizmin ve suç şebekelerinin insafına bırakılmış Batılı kardeşlerimiz için de bunu başarmak mecburiyetindeyiz.”
“Birincil hedefimiz Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ay’a ilk teması gerçekleştirmek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Uzay Programı’ndaki birincil hedefin, Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ay’a ilk teması gerçekleştirmek olduğunu söyledi. Erdoğan, “Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliğiyle hayata geçireceğiz.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.” diye konuştu. Erdoğan, “Medeniyet coğrafyamızın sembolü hilali, al bayrağımız ile Ay’a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız.” dedi.
“İkinci hedefimiz, yeni nesil uydu geliştirme alanında ticari marka ortaya çıkarmaktır”
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Milli Uzay Programı’ndaki ikinci hedefimiz, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari marka ortaya çıkarmaktır. 2028’de planladığımız ikinci aşamada aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak, ilk fırlatmayı bu milli roketlerimizle yapacağız.”
“Üçüncü hedefimiz; Türkiye’ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek”
Erdoğan, “Milli Uzay Programı’ndaki üçüncü hedefimiz; Türkiye’ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmektir.” diye konuştu.
“Dördüncü hedefimiz, uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Dördüncü hedefimiz, uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmaktır.” dedi.
“Beşinci hedefimiz ‘uzay havası’ alanına yatırım yapmak”
Erdoğan, “Beşinci hedefimiz ‘uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak, uzaydaki yetkinliğimizi artırmaktır.” dedi.
“Altıncı hedefimiz uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaştırmak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altıncı hedefimiz; Türkiye’yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaştırmaktır.” diye konuştu. Erdoğan, “Yedinci hedefimiz ülkemizde uzay sanayii ekosistemini daha da geliştirmektir.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzay programımızdaki sekizinci hedef, bir uzay teknolojisi geliştirme bölgesi kurmaktır.” diye konuştu. Erdoğan, “Dokuzuncu hedefimiz uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağımızı geliştirmektir.” ifadelerini kullandı.
“Son hedefimiz bir Türk vatandaşını uzaya göndermek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzay Programı’ndaki onuncu ve son hedefimiz bir Türk vatandaşını uzaya göndermektir.” dedi. Erdoğan, “Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi, turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz.” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumda uzay farkındalığını artırmak için ne gerekiyorsa yapılacağını açıkladı.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Akademisyen, girişimci ve vatandaşlarımızın, hedeflerimize katkı sağlamasına imkan sağlayacak çağrılar açacak, yarışmalar düzenleyeceğiz.”
“Gelin, Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dil bilimcilerimize bir çağrıda bulunuyorum; ‘Gelin, Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım.’ Tabii yalnızca dil bilimciler değil 83 milyon vatandaşımız da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabilir.” dedi.