İngiliz İçişleri Bakanlığı’nın Türk vatandaşlarına çalışma izni ve süresiz oturum hakkı veren Ankara Anlaşması’yla ilgili zorlaştırıcı düzenlemesine karşı 7 Mart 2019 tarihinde açılan davanın sonucu belli oldu.
‘ANKARA ANLAŞMALILAR’IN DAVASI REDDEDİLDİ ANCAK DAVA TEMYİZ MAHKEMESİ’NE TAŞINABİLİR
Yapılan açıklamaya göre hakimin davayı reddettiği ifade edilirken, The Alliance of Turkish Businesspeople’ın davayı Temyiz Mahkemesi’ne taşıma düşüncesi olduğu da kaydedildi.
The Alliance of Turkish Businesspeople tarafından yapılan açıklama şöyle:
“7 Mart’ta görülen duruşmanın sonucu hakkında
7 Mart 2019 tarihinde Yüksek Mahkeme’de görülmüş olan dava duruşmamızın sonucu belli oldu.
Davanın konusu 16 Mart 2018’e kadar Ankara Anlaşması kategorisine girmiş kişilerin kuralların değişmeyeceğine dair meşru bir beklentisi olup olmadığı ve bunun ihlal edilip edilmediği idi. Home Office’in kılavuz ve policy dokümanları ile bize gönderilen mektupların bizde Ankara Anlaşması kurallarına göre değerlendirileceğimiz ve kuralların değişemeyeceği yönünde meşru beklentiye yol açar nitelikte olduğunu savunduk. Daha sonra yapılan değişikliklerin iş ve kişisel yaşamlarımızı ne şekilde etkilediği ve ne şekilde mağdur olduğumuz konusunda çok çeşitli konulara değinen ve yaşadığımız zararı somut ve net bir şekilde sunan yazılı ifadeler okundu.
Home Office’in savunması ise
1) bizlere gelecekte kuralların değişmeyeceğine dair bir söz verilmediği; mektup, kılavuz ve policy dokümanlarında yer alan ifadelerin yalnızca o anki durumu belirttiği ve geleceğe dair bir teminat içermediği
2) bir söz verildiyse bile hükümetin göçmenlik politikalarını istediği gibi değiştirme yetkisine sahip olduğu, yapılan değişikliklerin meşru bir amaç (göçmen sayısını düşürme politikası) ile yapıldığı ve büyük bir mağduriyet doğmaması için dikkatle düşünülerek kararlaştırıldığı şeklindeydi.
Hakimin kararı
1) kuralların değişmeyeceğine dair açık ve şüpheye yer bırakmayan bir meşru beklentimizin olduğu ve bu meşru beklentinin ihlal edildiği;
2) ancak Home Office’in bu değişiklikleri kamu menfaati güderek gerçekleştirdiği ve “oluşan mağduriyetin çok büyük olmaması” sebebiyle meşru beklentimizin ihlal edilmesinin mazur görülebilir olduğu yönünde oldu. Bu nedenle maalesef davamız reddedilmiş oldu.
Hakimin kanunen haklı olduğumuzu, Home Office’in bize meşru beklentiye yol açacak bir söz verdiğini ve daha sonra bu beklentimizi ihlal ettiğini kabul etmesine ve yasal olarak tüm konularda bizi haklı bulmasına rağmen “yeterince mağdur olmadığımızı” gerekçe göstererek verdiği bu karar bizi çok üzdü ve hayal kırıklığına uğrattı. Ancak haklı olduğumuza inanmaya devam ediyoruz. Bir meşru beklenti ihlali gerçekleştiğinin Yüksek Mahkeme tarafından da teyit edilmiş olması bizce bu davanın peşini bırakmamamız gerektiğine işaret ediyor.
Dava masraflarının beklenenden az tutması sebebiyle bu kararı en üst mahkeme olan Temyiz Mahkemesi’ne taşıyabilmek için iyi bir pozisyondayız. Direktörler olarak görüşümüz yarı yoldan dönmemek ve bu işi gidebileceği son noktaya kadar götürmek şeklinde. Ancak tabii ki bu bizlerin bireysel davası değil ve temyize gitme konusundaki değerlendirmelerimizi yaparken sizlerin görüşlerini de dikkate alacağız.”