CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel’ın yönetimindeki Bilim Platformu’nun hazırladığı, “Üniversitelerde Yaprak Dökümü ve Akademik Yıkım” başlıklı politika notu, yükseköğretimde olumsuz bir tablo ortaya koydu. Akademide son yıllarda yaşanan çöküşe yönelik tespitleri içeren ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunan politika notunda, Türkiye’deki üniversitelerin dünya sıralamalarında gerilediği, akademik kalitenin düştüğü ve iktidarın üniversiteler üzerinde baskı kurduğu vurgulandı. Öte yandan, Türkiye’nin sahte ve şaibeli yayında dünya üçüncüsü olduğu açıklandı.
Birgün’den Mustafa Mert Bildirici’nin habeine göre Türkiye’deki üniversite eğitimi kalitesinin 137 ülke arasında 101’inci sırada yer aldığına dikkat çeken politika notunda, 2019 yılında yükseköğretim kurumlarına bütçeden ayrılan payın 2018’e göre yüzde 42 azaldığı bildirildi. Politika notunda, hiçbir devlet üniversitesinin dünya sıralamasında ilk 500’e giremediği anımsatılarak şu tespit ve değerlendirmelere yer verildi.
2002 yılında devlet üniversitelerindeki 120 öğrenciye bir profesör düşerken 2018 yılında 157 öğrenciye bir profesör düşmektedir. AB bütçesinden Türkiye’ye ayrılan payda, otoriterleşme gerekçesiyle 147 milyon Euro kesinti yapıldı. Türkiye, Hindistan ve Nijerya’nın ardından şaibeli, sahte ve para karşılığı en çok tez ve makale yayımlanan üçüncü ülke konumuna gelmiştir. Bilim insanlarımız 2002 yılında yayınlarına uluslararası düzeyde 15 atıf alırken 2017 yılında bu sayı 0,4’e kadar düşmüştür.
2016-2017 yıllarında Türkiye menşeli yabancı yayınlar tüm alanlarda yüzde 28 azaldı. En büyük düşüş yüzde 44 ile sosyal bilimler ve yüzde 36 ile tıp yayınlarında yaşandı.
Türkiye genelinde tercih edilmediği için 20 üniversitenin 100’den fazla fakültesi, yüksekokulu ve enstitüsü boş kaldı.
Bilim Platformu’nun raporunda, AKP iktidarları döneminde üniversitelerin ilerici misyonunun yok edildiği ifade edildi. Akademideki liyakatin iktidar eliyle ortadan kaldırıldığına dikkati çeken raporda, “Üniversitelerimize ayrılan kaynaklar azalmış, mevcut kaynaklar ise kayırmacı, verimsiz ve savurgan biçimde kullanılmıştır” denildi. Akademisyenler ve öğrenciler başta olmak üzere, üniversitelerin tüm bileşenlerinin baskı altına alındığı vurgulanarak “Üniversitelerimiz araştırma, sorgulama ve toplumsal sorunlara çözüm üretme gibi işlevlerini yerine getiremeyen kurumlar haline dönüşmeye başlamıştır” değerlendirmesi yapıldı.
Akademiye ilişkin hazırlanan politika notunda, çarpıcı tespitler de yer aldı. Türkiye’nin sahte ve şaibeli yayında dünya üçüncüsü olduğu açıklandı. 2013-2014 döneminde doktora öğrencilerinin lisans öğrencilere oranının yüzde 5’e yaklaştığı, ancak 2017-2018 döneminde bu oranın yüzde 4,3’e gerilediği kaydedildi. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporunda yer alan ve Türkiye’nin yükseköğretimde matematik-fen bilimleri eğitimi sıralamasında Etiyopya, Gambiya gibi ülkelerin dahi gerisinde kaldığı değerlendirmesi paylaşıldı.