“SON 14 yıldır iktidarda olan AKP ve Erdoğan hükümetinin politikaları, ülke demokrasisini uçurumun başına itti.
“SON 14 yıldır iktidarda olan AKP ve Erdoğan hükümetinin politikaları, ülke demokrasisini uçurumun başına itti. Türkiye’de koşullar 1980 yılı askeri darbesi döneminden daha ağır.” Bu açıklamalar Türkiye Halkı ile Dayanışma platformu SPOT’tan geldi.
15 Temmuz darbe girişiminin sebep gösterilerek iktidardan yana olmayanların tutuklandığını, işten çıkarıldığını ifade eden SPOT, “Artık insanların fikirlerini gizlemek zorunda kaldığı bir Türkiye’den bahsediyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu iddia edilen Gülen cemaati ile düne kadar kol kola olan Erdoğan ve AKP, şimdi herkesi cemaatçilikle suçlayıp cezalandırıyor.” dedi.
Darbe girişimi öncesi ve sonrasında devam hızlanarak devam eden süreçte 200 binden fazla kamu çalışanının işten çıkarıldığını belirten SPOT, bu emekçiler arasında 5 bin akademisyenin de olduğunun altını çizdi. “Dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke Türkiye.” diyen SPOT, 151 gazetecinin çeşitli sebeplerden cezaevlerinde mahkum olduğunu hatırlattı. “112 bin internet sitesi yaklaşık 100 televizyon ve radyo kapatıldı. Kürtçe yayın yapan Zarok TV ve işçilerin sesi olmaya çalışan Hayatın Sesi TV bile terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle kapatıldılar. Bu basın yayın organlarının banka hesaplarına ve mal varlılarına el konuldu ve şimdi de mal varlıkları satışa sunuluyor. Cemaat ve terör örgütü bağlantılı olduğu iddia edilen şirketler, özel okullar, özel hastaneler ve küçük işletmelerin hepsine el konuldu. Parlamentoda 59 milletvekili ile üçüncü büyük parti olan HDP’nin 12 milletvekili tutuklandı. Eşbaşkanlar Demirtaş ve Yüksekdağ da hapse atılırken, Demirtaş’a 142 yıl hapis cezası isteniyor. Onlarca Kürt Belediye’ye kayyum atandı ve halkın seçtiği belediye başkanları da tutuklandı.” ifadeleri ile ülkedeki gözaltılar ve hapis cezalarına tepki gösteren SPOT, açıklamasında Anayasa değişikliğine de yer verdi.
“Yeni bir Anayasa ile ülke tek kişinin yetkisi altına alınmak isteniyor. 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Evet” oyu çıkması durumunda, Cumhurbaşkanı istediği yasayı çıkaracak, istediği kanunu uygulayacak. Tek adam rejimine doğru gidiliyor; giderek tam bir diktatörlük yaratılmak isteniyor. Yeni Anayasaya göre Cumhurbaşkanı, isterse meclisi feshedebilecek, bakanları kendisi belirleyecek ve yüksek yargı organlarında kimin olacağını da kendisi belirleyecek. Yeni Anayasa’ya “Hayır” oyu kullanacak herkesin terör örgütleriyle beraber olduğunu söylemeye başlayan Erdoğan ve AKP hükümeti, “Hayır” diyen gazetecileri, öğretmenleri ve akademisyenleri ya işten atıyor ya da attırıyor.”
Türkiye’de öğrenciler, öğretmenler ve akademisyenler “Artık yeter” diyerek başlattıkları eylemler bazı üniversitelere sıçradı. OHAL’den yetki alan güvenlik güçlerinin protestoculara müdahalesi ise zaman zaman oldukça sert oluyor.
İngiliz hükümetini, akademisyen saldırısını kınamaya davet eden SPOT, ayrıca kararname ile yönetilen acil durumun kaldırılmasını, öğretmenlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin ve Parlamento üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep etti.