Haber ve Fotoğraflar: Onur Uz
Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Londra Elçilik rezidansında verilen bir toplantıda Londra’daki yerel basın ile buluştu. Özellikle son bir haftada gündemlerde yer alan Türkiye-AB ilişkilerindeki gelişmeler ve AB’nin aldığı kararlar doğrultusunda açıklamalar yapan Kurtulmuş, basının sorularını cevapladı.
“AB’NİN TÜRKİYE’Yİ KAYBETME LÜKSÜ YOK”
27 Kasım Pazar sabahı Londra Büyükelçilik rezidansında Londra’nın Türkiye Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in de bulunduğu toplantıda, Kurtulmuş Türkiye’nin son bir haftadır Avrupa Parlementosu’nun vize serbestliğine dair olan süreci dondurmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Alınan kararın talihsiz bir niteliğe sahip olduğunu belirten Kurtulmuş, AB’nin Türkiye’yi kaybetme veya Türkiye’den vazgeçme lüksünün olmadığını belirtirken, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’nin AB ülkelerinden çok az destek aldığını, geçirilen süreçte AB’nin Türkiye’nin verdiği demokrasi savaşını desteklemesi gerektiğini vurguladı.
“Maalesef bugün Avrupa Parlementosu’nun Türkiye’ye dair aldığı bu kararın arkasındaki temel güdü Türkiye’ye karşı önyargılı davranışlardır. Bu bize bir zarar vermez ama bu tavır Avrupa’ya da hiçbir yarar sağlamaz. Dolayısıyla Türkiye ile ilişkilerin nasıl tayin edileceğine karar verecek taraf bizzat AB’nin kendisidir.
“Biz 1963’den beri Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi sürdürüyoruz ama kusura bakmasınlar Türkiye AB’nin terbiye salonunda terbiye edilmek için bekletilecek bir ülke değildir.”
“TÜRKİYE ÜZERİNE DÜŞENLERİ YAPTI”
Kurtulmuş, yaptığı açıklamada aynı zamanda AB’nin mantıklı ve üzerine düşeni yaparak hareket etmesini önerirken, Türkiye’nin özellikle illegal göçmenlere dair tutunduğu pozitif tavrın AB açısından önemli bir etkisi olması gerektiğini belirtti.
“ANKARA ANLAŞMASI VE BENZERİ ÇALIŞMA İZİNLERİNDE RAHAT OLSUNLAR”
Londra Gazete’nin de sorularını basın toplantısında cevaplayan Kurtulmuş, son dönemlerde hem Brexit hem de Türkiye-AB ilişkilerinin sallantılı gündemi sonucu Ankara Anlaşması gibi vize anlaşmalarına dair güncellemelere değindi. Ankara Anlaşması gibi çalışma izinleri kapsamında Avrupa’da bulunan vatandaşların endişe etmemesi gerektiğini, hukuksal yollarla Avrupa’nın kültürel mozaiğini oluşturan Türk vatandaşlarının AB açısından ancak bir zenginlik olabileceğini vurguladı.
