Dünya üzerinde milyonlarca insanın yaşamak istediği başkentlerden birisi olan Londra’da yaşamak sanıldığı kadar kolay olmuyor bazen. Buraya gelmek için insanlar birbirinden farklı yollar ve hayatlar yaşamak zorunda kalıyorlar. Kimisi istemediği işlerde çalışıyor, kimileri bütün mal varlığını kaybedip hayata yeniden başlamak zorunda kalıyor. Londra’nın Kuzey ve Güney bölgesinde yaşayan Türkçe konuşan vatandaşlara geçtiğimiz hafta olduğu gibi hayat hikayelerini sorduk.
Ömer Tekağaç
Uzun yıllar önce Maraş’ın Çatırhöyük köyünden İngiltere’ye geldik. İlk geldiğimiz yıllarda gerek çalışma anlamında gerek ise kalacak yer konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. En büyük sıkıntılarımızdan birisi ise yabancı bir memlekete gelmiş olup buranın dilini tam anlamıyla konuşamıyor olmamızdı. Çalışma şartlarına baktığınız zaman o dönemlerde normal bir çalışanla bizlere sağlanan şartlar aynı değildi. Zaman geçtikçe kendimizi geliştirdik ve bugün bulunduğum işi en güzel şekilde yapmaya başladım. Bu işi kasaplık işini uzun yıllardır yapıyorum, ilk geldiğim günlerde öğrendim.
Işın YAZICIOGLU
Ben burada doğdum ve burada büyüdüm. İlk zamanlarda burada çok fazla Türk yoktu ve sıkıntılarınız paylaşacak çok fazla insan bulamazdınız. Ne zaman bir düğün veya bir konser olurdu o zamanlar insanlar bir araya gelir orada kaynaşırlardı. Ortaokulu başladığım zamanlarda hep İngilizlerle muhatap oluyorduk. 9-10 yaşlarında Stoke Newinghton’a taşındık. O zamanlarda yeni yeni Türkler buralara gelmeye başladılar. Zamanla çok fazla Türk buraya yerleşmeye başladı. Ailem 1956 yılında ailem buralara taşınmış. Ben şu an etrafımdaki gençlere bakınca çok şaşırıyorum. Barda menajerlik yaptım, birçok farklı işte çalıştım. Hepimiz zaman zaman çok zorluk çekerek büyüdük hayatımızı devam ettirmeye çalıştık.
Sultan Çayır
Buraya 2001 yılında geldiğim zaman çok zor bir hayat yaşadım. Çünkü maddi sıkıntılar yaşadığımız için buraya gelmek zorunda kaldık. Bu sebepten dolayı 1 yıl çocuğumdan ayrı kalmak zorunda kaldım. 3 ay burada akrabalarda kalmak durumdaydık ve sonrasında kendi evimize çıkmak zorunda kaldık. İlk çalıştığım iş yeri Yunanların yanında yufka işi yaptım. Durumuzu düzeltmek için temizliğe gittim. Marketlerde çalıştım, uzun süreler ve her gün imkanlarımızı düzeltmek için uğraştım. Buraya Fransa üzerinden geldim 2 gün boyunca dışarıda kalmak zorunda kaldık. Büyük zorlukları atlattıktan sonra buraya geldim. Maddi durumu düzelttikten sonra kumar borcu ödemek zorunda kaldık. Zamanla daha iyi ve güzel bir hayat yaşamak için bu zorlulukları yaşamak ve hayatta tutunmak zorundayız.
Kadem Paçacı
Londra’ya 20 yıl önce geldim. Aslen Giresunluyum. Normal yollarla buraya çalışıp para kazanmak için geldim. İlk çalıştığım sektör tekstildi. Mevki olarak fabrikada terzi olarak çalışıp overlok yapıyordum. Orada uzun yıllar çalıştıktan sonra, bir restoranda 5 yıl çalıştım. Zaman zaman çok farklı işlerde çalışmak zorundasınız. Çünkü insanlar hangi işe yatkın olduğunu hangi işte daha iyi geleceğe sahip olacağını görmek istiyor. Şu an pişmiş tavuk işi yapıyorum. Geriye dönüp baktığımda “Keşke bu işe daha önce girseydim.” diyorum fakat insan bilmiyor o dönemlerde hangi işi hayatı boyunca yapmak istediğini. Burada Ankara anlaşması yaptıktan sonra oturum iznimizi aldık ve bu şekilde hayatımızı buraya adapte etmek için çaba göstermeye başladık. İlk geldiğim yıllarda burada akrabalarımda kaldım. Fakat baktığınız zaman şu an bir odada 6 kişi kalan, 15 kişi kalan insanlar bulabilirsiniz.
Savaş Savaş
1989 yılında buraya farklı yollar deneyerek geldik. Türkiye’den ilk çıktığımızda Yugoslavya’ya gittik orada birkaç gün kaldıktan sonra Romanya’da 4 ay kaldım. Kimseyle iletişim kuramıyorsun çünkü İngilizce veya Rumence bilmiyorsun. Avusturya’ya gittiğim zaman 1 yıl orada kampta kaldık ve Almanya’ya gitmek zorunda kaldık. Oralarda yaşarken abim İngiltere’ye taşındı. Bende Almanya’dan Hollanda’ya gittim ve oradan tırın içinde buraya geldim. Bizi bir yerde indirdiler, biz ise Londra’ya geldik. 1 hafta kaldıktan sonra ekmek fabrikasında çalıştım. İngilizcemiz yoktu fakat çalıştığımız insanlar Türkçe konuşuyorlardı. O dönemlerde patronlar çalıştıracak adam bulamıyorlardı. Eski yıllarda internet olmadığı için teknoloji çok gelişmediği için daha çok imkanımız vardı diye düşünüyorum. Zorluğunu da çektik, imkanlarından da çok iyi yararlandık. Hayatınızı ekmeğinizi kazanmaya adarsanız o zaman mutlu olursunuz.
Suat Savaş
Buraya 1998 yılında yeni bir hayat kurmak için geldim. Benim buraya geliş sürecim çok karışık değil. İtalya üzerinden gemi ile geldim. Geminin içinde 200’den fazla kişi vardı. Geldiğim zamanlarda tanıdıkların evinde yatmak zorunda kaldım. İlk geldiğim günden beri aynı işi yapmakla meşgulüm. Ekmek fabrikasına girdim ve şu anda da ekmek işiyle uğraşıyorum. İngiltere’nin insanlara sunduğu fırsatlar oldukça fazla. Eğer burada adımlarınızı doğru atabilirseniz her anlamda rahat bir hayat yaşayabilirsiniz.
Hülya Aksu
İngiltere’ye geleli çok fazla bir zaman olmadı. Buraya geliş amacım İngilizcemi geliştirmek ve daha akıcı bir İngilizce konuşmak içindi. İstanbul’dan geldim ve burada kalmak ile kalmamak arasında tereddütlerim var. Eğer burada kendi işinizi yapıp ve çevrenizdeki insanlar tarafından destek gördüğünüz takdirde İngiltere’nin güzel bir ülke olacağını düşünüyorum. Ankara Anlaşması sürecini başlatmayı düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda neler yapacağımı ve hangi koşullarda burada kalacağımı bilemiyorum.
Hikmet Avcı
2003 yılından beri İngiltere’de yaşıyorum. İlk geldiğim zamanlarda kafelerde çalıştım. Düzenimi kurmak için çok farklı işlere girdim çünkü burada çalışmak isteyene iş imkanı oldukça fazla. İş isteyen, çalışmak isteyen herkes kolaylıkla iş bulup çalışabilir fakat çevremize baktığımız zaman teknolojinin gelişmesiyle insanlar kolaya kaçıyorlar. İlk geldiğim yıllarda aynı odanın içinde 6 kişi kaldığımız oldu fakat şimdi kendi evimde yaşıyorum. Ümit ediyorum ki zamanla daha güzel ve rahat bir hayat yaşayabilirim.
Cem KAYACI
İngiltere’ye gelme kararı aldığımın üzerinden 16 yıl geçmiş. Londra’ya geldim ve burada birçok farklı işlerde çalıştım. Mutfak malzemelerini pazarlarda satmaya başladım. Ardından birçok kafe ve farklı işlerde çalışmak zorunda kaldım. Şu an çalışamıyorum çünkü belimde bir sıkıntı olduğu için zorluk yaşıyorum. Vatandaşlığı almak için çok ciddi sıkıntılar yaşadık ve 10 sene sonunda oturumu alabildim. 5 yıl önce beni evden attılar ve evsiz kaldım. Mahkeme kararıyla beni evden çıkarttılar. Beni evden çıkarmalarının sebebi ise başkasına evi daha pahalıya kiraya vermek içindi. Burada çalışan birçok avukat insanları kandırıyor. Ev konusunda bize yardımcı olması için tanıdık bir avukatla çalıştım. Bana şu an bulduğu ev ciddi anlamda sıkıntılı olmakla birlikte sağlıksız ortamda yaşamak zorunda bırakıyorlar. Yaşamış olduğum en büyük pişmanlık İngilizceyi tam anlamıyla öğrenmemiş olmak. Eğer İngilizcem iyi seviyede olsaydı ev sorunumu kendim halletmeye çalışır ve hakkımı arardım. Türkiye’ye dönmeyi çok istiyorum.