İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneğinin Lozan Barış Antlaşması’nın 93.yıldönümü dolayısıyla düzenlediği kahvaltıya toplumun çok çeşitli kesimlerinden yoğun ilgi oldu. Sivil toplum temsilcileri, Hafta sonu Türk Okulu temsilcileri, öğrenciler, sanatçılar, eğitimciler, iş ve hukuk dünyasından katılımların yanında çok sayıda Azeri dostların olması dikkati çekti.
Canary Wharf ‘daki nezih Türk Restoranı Hazev’de yapılan kahvaltıda ITDF ve İADD Başkanı Jale Özer ülkedeki son durumu ve buraya yansımalarını kısaca özetledikten sonra İngiltere’deki toplum olarak herkesi birlik ve beraberlik içinde çalışmaya davet etti. Daha sonra Lozan Barış antlaşmasının 93.yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
Başkan Özer’in basın açıklamasında dikkat çeken kısımlar şöyle: “Lozan Barış Antlaşması, Padişah Vahdeddin’in, başta Büyük Britanya olmak üzere emperyalist ülkelere Sevr Antlaşması ile devrettiği Anadolu ve Trakya’mızı, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin destan yazarak gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı’mızın diplomatik alandaki başarısıyla taçlandırdığı ve bunun neticesinde de kazandığı bir ulusal tapudur.
NEDİR LOZAN?
Lozan, Mustafa Kemal’in Nutuk’ta belirttiği gibi “Türk ulusuna karşı yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşması ile tamamlandığı sanılmış, büyük bir yok etme eyleminin (suikastın) kırılıp önlenişini bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku anıtıdır.” … Lozan Barış Antlaşmasının Büyük Britanya Heyeti Başkanı Lort Curzon’un İsmet İnönü’ye bugün bu antlaşmayı imzalıyoruz, ama gün gelecek bu antlaşma ile kazandıklarınızı teker teker geri alacağız sözü maalesef gerçekleşmektedir. Bugün Lozan’ın baş aktörü İngiltere’nin yerini Amerika Birleşik Devletleri almıştır… Emperyalist oyunlar öylesine gelişmiştir ki Ergenekon –Balyoz adı altındaki operasyonlarla TSK’nın vatansever, aydın, laik, Atatürkçü subayları tasfiye ederek yerine siyasal iktidar AKP-Fethullah işbirliğiyle Cemaatin kadrolarını yerleştirmişlerdir… Bugün Lozan Barış Antlaşması’nın 93. yıldönümüne TSK’nin içinde yerleşen bu Cemaat kadrolarından bir grubun (Fetocu) emperyalist güçlerin desteğiyle yaptığı söylenen darbe girişimini yaşayarak giriyoruz. Bu demokrasi karşıtı girişim göstermiştir ki: Laiklik, parlamenter sistem ve rejimle oynamak devletin bekasını tehlikeye düşürmüştür. 17 Aralık 1927’de Mustafa Kemal Atatürk: “Efendiler, biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil; bilakis bu tip yapılar, din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık.” diyerek bugünkü gelinen durumu tam 89 yıl önce çok büyük bir öngörüyle saptamış ve ona göre tedbirlerini almıştır…”