Site icon Londra Gazete

İngiltere Türk Diyanet Vakfı Kutlu Doğum ile “Barış” duasında bulundu

DSC_0240

Yoğun katılımla gerçekleşen Kutlu Doğum Haftası etkinliği, 17 Nisan Pazar İngiltere Türk Diyanet Vakfı ev sahipliğinde yapıldı.

‘İnsanlığı Yüceltmek İçin Gelin Birlik Olalım’ temalı olarak düzenlenen program ve Pazar günü Londra’nın Edmonton bölgesindeki Darur Rahman Hall’de yapıldı. Konuşmacılar, dünyanın ve İslam aleminin zor bir dönemden geçtiğine dikkat çekerek, ‘barış ve huzur’ temennisinde bulundular.

Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in ve Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Hamil Yılmaz’ın da konuşmacı olduğu program, İstiklal marşı ile başlayarak İsmail Ergin’in okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti. Mustafa Güllü’nün güçlü sesinin sunuculuğunu yaptığı programda, birlik ve beraberliğin içinde bulunduğumuz kara dönemi atlatmak için en önemli çözüm olduğunun altı çizildi.

İngiltere Türk Diyanet Vakfı Başkanı Mahmut Özdemir, “Bilindiği gibi yaklaşık 30 senedir başta ülkemiz olmak üzere dünyanın birçok yerinde Nisan ayının bugünleri, ‘Kutlu Doğum Haftası’ olarak idrak ediliyor. Ve Diyanet İşleri Başkanlığımız da her yıl Kutlu Doğum Programını bir tema altında gerçekleştiriyor. Bugünkü konumuz; Hazreti Peygamber, Tevhit ve Vahdet. Birkaç cümle ile düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Malumunuz olduğu üzere, tevhit, Allah’ın varlığını birliği kabul etmek, bunu kalp ile tasdik etmek anlamına geliyor. Müslüman da Allah’ın varlığını birliğini kabul eden, bunu tasdik eden. Ve başta Müslüman kardeşleri olmak üzere herkes ile barış halinde olan kimse demek. Yani vahdet içerisinde olan kimse” diyerek konuşmasını yaptı. “İçinden geçtiğimiz dönemde özellikle İslam’ı yanlış lanse eden grupların dini sömürmesine izin vermemeliyiz” diyerek konuşmasına devam etti.

BİLGİÇ: BARIŞ VE HUZUR İSTİYORUZ

TC Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, konuşmasında barış ve huzur mesajı verirken sözlerine şöyle devam etti: “Huzursuzluk ve üzüntü İslam Dünyası’nı adeta sarmalamıştır. Ne acıdır ki, barış ve hoşgörüyü merkeze koyan dinimiz, bugün terör ve sorunlarla algılanmakta  ve anılmaktadır. Bunda, elbette İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığını körükleyen çevrelerin rolü büyüktür. Ancak, dinimizi doğru anlamak, yaşamak ve temsil etmek omuzlarımızdaki sorumluluk olarak kalmaya devam edecektir. Birlikte yaşardığımız toplumlarla daha yakın ilişkiler geliştirdiğimiz, karşılıklı sevgi ve saygı temelinde dayanışma sergilediğimiz; farklılıkların yerine ortak değerleri ve çoğulculuğu öne çıkardığımız müddetçe bu sorumluluğu yerine getirmiş sayılabiliriz.”

Çocukların korolar halinde söylediği ilahi dinletisiyle devam eden program, uzun ve keyifli bir yemek kermesinin açılması sonrası Mahmut Özdemir’in okuduğu dua ile son buldu.

 

 

Exit mobile version